19. Hukuk Dairesi 2018/3510 E. , 2020/70 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı asil ve davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2003/3694 sayılı takip dosyasıyla ilgili davalılar ..."a temlik verdiğini,daha sonra davalı ...’dan 50,00 TL ödünç para aldığını,bu paraya istinaden davalı tarafından senet düzenlenmesinin istenmesi üzerine davalı ... tarafından senedin 14.000,00 TL olarak düzenlenip miktar kısmının gizlenerek davacıya imzalatıldığını, senedin davalı ...’a ciro edildiğini,davalı ... tarafından davacı hakkında icra takibi başlatıldığını,takip konusu elden alınan nakit borç ile 14.000,00 TL bedelli senedin aynı borca dayandığını ileri sürerek hakkında başlatılan icra takibi dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının iddialarını yazılı belgeyle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/15839 Esas 2013/2023 Karar sayılı 04.02.2013 tarihli ilamı ile “Dava dilekçesinde davacı yan açıklama bölümünde 14.000 TL.bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini isterken, sonucu bölümünde ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2007/2737 Esas sayılı dosyasında 50 YTL borçlu olduğunun, başka borcunun bulunmadığının tespitini istemiştir.Dosya içerisinde bulunan ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/2737 Esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı “elden alınan nakit bor町eklinde gösterildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ise, dava dilekçesinin açıklama bölümünde belirtilen bono nedeniyle davanın açılmış olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Yapılan bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacının talebinin ne olduğu açıkca anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davanın dayanağı tespit edilip, bu yönde deliller toplanarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının davalıya 14.000,00 TL"lik 10.05.2006 ödeme günlü senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, her ne kadar davalı taraf tefecilik suçundan mahkum olmuş olsa bile tefecilik suçundan mahkum olmanın senedin hükmünü ortadan kaldırmayacağı,davacı tarafın davalılara yemin teklif etmediği, senedin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/642 Esas 2016/8326 Karar 05.05.2016 tarihli ilamı ile “Dava, menfi tespit davasıdır. Dairemizce bozma ilamıyla mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davanın dayanağı tespit edilip, bu yönde deliller toplanarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Davacıdan açıkça sorularak, menfi tespit isteminin icra takibine konu alacak nedeniyle mi yoksa 10.04.2006 tanzim tarihli, 14.000 TL bedelli bono nedeniyle mi olduğunun açıklattırılması, buna göre ispat yükünün değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma gereği yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir”gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda,takip dosyası yönünden menfi tespit davasının davalı ..."a karşı açılmasının (husumet yöneltilmesi) mümkün olmadığı,takip dosyasında davalı ..."ın alacaklı sıfatı olmadığı,ayrıca takip konusu alacağın en son dava dışı Hatice"ye temlik edildiğinden artık diğer davalılara karşı husumet de devam etmediği,eğer davalılara takip dolayısıyla bir ödeme yapılmışsa ilgili davalı yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,davacı tarafın bunun yerine tüm davalılar yönünden davaya halen menfi tespit davası olarak devam etmek istediklerini belirttiği,davalıların artık takiple bir ilgilerinin kalmadığı gerekçesiyle husumet yönünden davanın reddi gerektiği, esas yönünden de davacının icra dosyasına verdiği 03.09.2012 tarihli taahhütte takibe konu borcu kabul ettiğinin görüldüğü, iş bu dava açıldıktan sonra borcun ikrarının söz konusu olduğu,davacının borcu ikrar beyanı karşısında başkaca bir araştırma yapılmasına gerek görülmediği ve ikrar beyanı davacı açısından bağlayıcı mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı asil ve davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava,icra takibinin dayanağını teşkil eden alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı tarafından iş bu dava ilk olarak davalılar aleyhine açılmış,yargılamanın devamı sırasında dava konusu alacak dava açılmadan önce alacağı davalı ...’dan temlik alan diğer davalı ... tarafından dava dışı Hatice Şuvak’a temlik edilmiştir.Bu temlik üzerine mahkemece davacı tarafa davanın HMK’nın 125.maddesi uyarınca dava dışı Hatice Şuvak’a davanın yöneltilip yöneltilmeyeceğinin sorulması üzerine adı geçene davanın yöneltilmeyeceği,davalılar yönünden davaya devam edileceği bildirilmiştir.Bu durumda davacı davasını alacağı devredene karşı tazminat davası olarak devam etmiş olacaktır.Bu durumda mahkemece davalılardan ... yönünden ayrıca husumet nedeniyle de davanın reddi gerektiği gerekçesiyle karar verilmesi doğru değil ise de mahkemece esas yönünden de değerlendirme yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması karşısında belirtilen sebeple davalı ...’ın husumetine yönelik davanın reddine dair gerekçe yerinde olmamakla birlikte bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK."nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK."nun 5236 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesi bu şekliyle düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.