Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6077
Karar No: 2016/24745
Karar Tarihi: 01.12.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/6077 Esas 2016/24745 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/6077 E.  ,  2016/24745 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : Borçlular : ...,...

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından borçlular hakkında adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin olarak başlatılan takipte, şikayetçi borçlular icra mahkemesine başvurularında, ödeme emri tebliğ işlemlerinin kira sözleşmesinde yazılı adresleri yerine sürekli olarak oturmadıkları yazlık adreslerine yapıldığından usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihlerinin 30.6.2014 tarihi olarak düzeltilmesini talep etmişler, mahkemece, öncelikle takip talebinde tahliyesi istenen taşınmazın adresine tebligat çıkarılmadan, borçluların, adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adreslerine (mernis) yapılan tebliğ işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
    Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde; ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu"nun 10/2.maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Kanun"un 21/2.maddesi gereğince de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır"".
    Somut olayda, borçlu ... adına ilk olarak bilinen adresi olan takip talebindeki adresine, Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, tebligatın "muhatap adresten soruldu, tanınmıyor" şerhi ile bilâ tebliğ iade edildiği, alacaklı vekilinin bila tebliğ iade dönen tebligat adresinin aynı zamanda mernis adresi olduğunu belirterek yaptığı talep üzerine, aynı adrese 09.9.2013 tarihinde TK"nun 21/2. maddesi gereğince, Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 16/2. maddesinde öngörülen şerh de verilmek suretiyle ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği görülmüştür. Mahkemece, her ne kadar, takip dayanağı kira sözleşmesinde yazılı kiralanan taşınmazın adresinin borçlu ... yönünden bilinen son adres olup, bu adrese tebligat gönderilmeden takip talebine başka bir adresin yazılarak tebligat yapılmasının usulsüz olduğu kabul edilmiş ise de, adı geçen borçlu, kefil sıfatıyla kira sözleşmesini imzalamış olup, kiralanan taşınmazın adres bilgisi yerinde yazılı adresin, borçlu ... yönünden bilinen adres olduğunun kabulü mümkün değildir. Takip talebi ve ödeme emrinde yazılı adres, bu borçlu yönünden bilinen son adres olup, buraya gönderilen tebligatın bila tebliğ iade edilmiş olması nedeniyle mernis adresi olmasından dolayı aynı adrese TK"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işlemi usule uygundur.
    Öte yandan, borçlu ... adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin, takip dayanağı kira sözleşmesinde kiralanan taşınmazın adresi kısmında yazan adresten başka adrese çıkarılması nedeni ile TK"nun 10/1. maddesine aykırı olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesi, adı geçen borçlunun kiracı sıfatının bulunması sebebiyle yerinde ise de, TK"nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Bu maddenin uygulanabilmesi için, muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, anılan madde hükmü uygulanmaz.
    Takip dosyasının incelenmesinde; icra müdürlüğünce yapılan 19.6.2014 tarihli tahliye kararının infazına ilişkin işlem sırasında tutulan tutanakta, borçlu ..."nin hazır olduğu yazılmış olup, adı geçenin imzadan imtina etmesi nedeniyle imzasının alınamadığı da icra müdür yardımcısınca tutanağa şerh edilmiştir. İİK"nun 8/4. maddesi gereğince; icra ve iflas dairesinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. Bu durumda, her ne kadar adı geçen borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz ise de, TK"nun 32. maddesi gereğince 19.6.2014 tarihli tahliye işlemi sırasında hazır olmakla, borçlunun takipten en geç bu tarihte haberdar olduğunun kabulü gerekir.
    Bununla birlikte, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi hakkındaki şikayet başvurusunu, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapması gereklidir (HGK"nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Yukarıdaki açıklamalar gereğince, borçlunun, tebligattan 19.6.2014 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, İİK"nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 07.7.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru süresinde değildir.
    O halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu ... yönünden şikayetin esastan, borçlu ... yönünden ise süreden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile her iki borçlu ile ilgili istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi