10. Hukuk Dairesi 2013/21999 E. , 2014/16420 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bandırma 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 13.06.2013
No : 2011/269-2013/269
Dava ve birleşen davalar, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Meral Yıldırım tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 14.6.2009 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi gideri nedeniyle, birleşen davalar ise sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, olay tarihinde (meslek hastalığının belirlendiği) yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.
Bandırma Doğalgaz E... Çevrim Santrali inşaatının yapımı sırasında, K... Yapı E.. ve Tic AŞ "nde kalıp ustası olarakçalışan sigortalı beton kalıbın dış yüzey kalıbını sökmeye çalışırken 6 metre aşağıya düşerek sürekli iş göremez duruma girmiş olup, davada çözümlenmesi gereken ilk husus davalı A..&... E.. S.. İnş Ltd Şti(eski ünvanı A-T...C E...S..Ltd Şti) ile K... Yapı E.. ve Tic AŞ arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesidir
Mahkemece, davalılar arasındaki sözleşme hükümleri ve özellikle sözleşmenin 25. maddesine dayanılarak davalı A-T..c Enerji"nin işi tümüyle devretmediği ve asıl işveren sıfatını haiz olduğu kabul edilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde “alt işveren” olarak, mevzuat, öğreti ve içtihatlarda ise aracı, taşeron, tali işveren, alt müteahhit ve alt ısmarlanan gibi adlarla anılan üçüncü kişi, aynı maddede; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişi” olarak tanımlanmıştır. Anılan madde hükmüne göre; “sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” Anılan maddeye göre asıl işverenin sorumluluğu kusursuzluk ilkesine dayanmaktadır.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde, ya da, bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında, diğer koşullar ise asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır. Asıl işverenle, aracı arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin önemi yoktur. Önemli olan yön, asıl işverene ait işin aracı tarafından yapımının sağlanmasıdır. İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte ise, işi alan kimse aracı değil, bağımsız işverendir.
Mahkemece, her iki davalının faaliyet konuları arasında inşaat işlerinin olması, davalılar arasındaki sözleşmenin 25. maddesine göre, işleri koordine edecek proje müdürünün A-T..C şirketi tararfından atanması, ve proje müdürünün yetkilerinin genişliği ve A-T..C şirketinin gerekli gördüğü personeli uzaklaştırma yetkisinin bulunması gözetilerek, A-T..C şirketinin ihale makamı olmadığı, asıl işveren olduğu sonucuna varılmıştır.
Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 25 maddesi incelendiğinde proje müdürünün temin ve istihdamının K.. Yapı Şirketine ait olduğu gibi gerekli görülen personelin işten uzaklaştırma yetkisi ve işin her aşamasının sıkı bir şekilde denetlenmesi de, tek başına asıl işverenlik sıfatını kazandırmaz. Sözleşme hükümlerinde, işin kalitesi ve işyeri disiplini amacıyla bir kısım hükümlerin yer alması, asıl işverenlik sıfatını doğuracak, işi alanın bağımsız işveren kimliğini ortadan kaldıracak bir etmen olmayıp, proje ve teknik şartnameye uygunluğunun saptanabilmesi amacına yönelik olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, iş sahibi E.. E.. Üretim AŞ ile yabancı konsorsiyum ve A-.T... Enerji Şirketi arasında yapılan sözleşmeler de dahil olmak üzere, tüm sözleşme hükümleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Öte yandan, sigortalının kontrol muayene sonucu ve iş göremezlik oranının değişip değişmediği ve bağlanan gelire etkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın, karar verilmesi, isabetsiz buunmuştur.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 02.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.