17. Hukuk Dairesi 2019/4950 E. , 2020/7758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti"nce verilen 06.02.2019 tarih ve 2017/İHK-53-KIT/2019/30 sayılı karara karşı, davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne yapılan istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"nce verilen kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, sigorta şirketi tarafından Karayolları Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanan ... plaka sayılı aracın 02/09/2015 tarihinde yapmış olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan ..."in yaralandığını, davacının malûliyetinin Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 31/12/2015 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ile %13 olarak tespit edildiğini, ancak davalı ... şirketine yapılan başvuruya rağmen sigorta şirketince tazminat talebinin kabul edilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalma kaydıyla davacıdaki geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle şimdilik 41.000,00 TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22/08/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 94.268,82 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ..."in araçta görevli personel olduğunu, yolcu konumunda bulunmadığını, Karayolları Zorunlu Taşımacıık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu gereğince davacı tarafın tazminat talebinin teminat dışı olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacı tarafın talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı ... vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı ... vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasına, davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 06.02.2019 tarih ve 2017/İHK-53-KIT/2019/30 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 19/06/2020 tarih ve 2019/4 Esas - 2020/1 Karar sayılı kararı gereğince, Sigortacılık Kanununu 30. Maddesi ile kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verdiği kararlarına karşı yasa yolu olarak Bölge Adliye Mahkemelerine gidilemeyeceği, doğrudan Yargıtaya temyiz kanun yoluna başvurulması gerektiğine içtihadı birleştirme yoluyla karar verilmiştir.
Bu durumda, söz konusu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararı gereğince; Bölge Adliye Mahkemelerince istinaf incelemesi yapılamayacağından ve yasa yolu incelemesi bakımından temyize ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği anlaşıldığından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 27/06/2019 gün ve 2019/1592 Esas-2019/1392 Karar sayılı kararının kaldırılarak davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ../...
“Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18. maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre, taşımacının sorumluluktan kurtulabildiği durumlarda, onun yolculara karşı sorumluluğunu üstlenmiş olan sigortacı da sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Yani sorumluluk sigortalarında (Trafik Sigortasında ve Taşımacılık Sigortasında) sigortacı, sigorta ettirenin (taşımacının-işletenin) hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğundan, sürücü kusursuz ise, sigortacı tazminat ödemez. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 36. maddesinde, seyahatte görevli olmayan iki personelin ücretsiz taşınabileceği düzenlenmiş olup; iki personel Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Sigortası teminatı kapsamına alınmıştır. Taşımacının, işveren olarak personelini ücretsiz taşıması, onlara hizmetleri karşılığında yapılan sosyal yardım niteliğinde olup; bu kişilerin trafik kazası nedeniyle uğrayacağı maddi zararlardan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sorumludur.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde açıkça belirttiği üzere meydana gelen kazada cismani zarar nedeniyle yolcu olarak bulunduğu otobüsün zorunlu karayolu taşımacılık sigortasına dayanarak davalı ... şirketine karşı maddi tazminat talep etmiştir. Dosya kapsamından davacı-müşteki ...’in Savcılık beyanında, Erzurum’dan Van’a Metro otobüs firması ile seyahat ettiğini söylediği, tanık olarak dinlenen yolcu ...’ın otobüsü ... ile ...’in dönüşümlü olarak kullandığını söylediği, sürücü ... ’in kaza sırasında aracı ...’in kullandığını, köpeğe çarpmamak için direksiyonu sağa kırdığını söylediği, kaza tespit tutanağında tutanak mümzilerince “kaza yerine ulaştığımızda ...,... ve ... isimli şahısların araç personeli olduğu, ../...
yolcuların beyanından aracı kimin kullandığının tam olarak tespit edilemediği” şeklinde tutanak tanzim edildiği, 02.09.2015 tarihli yolcu listesinde davacının adının bulunmadığı, davacının otobüs şoförü ...’in kardeşi olduğu, anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında dava konusu edilen somut olaya bakıldığında, davacı davalıya zorunlu taşımacılık sigortasıyla sigortalı otobüste sürücü yardımcısı (muavin) olduğu gerekçesi ile talebin teminat dışı olduğundan mahkemece davanın reddine, karar verilmişse de eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece davacının kaza tarihinde dava konusu araçta görevli personel olup olmadığının detaylı olarak araştırılması, seyahat firmasından 02.09.2015 tarihli sefere ait bütün bilgi ve belgelerin getirtilerek dosya kapsamına alınması, gerekirse seyahat firmasının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ve SGK"dan da davacı yönünden araştırma yapılarak davacının kaza tarihinde söz konusu araçta hangi sıfatla seyahat ettiğinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 27.06.2019 gün ve 2019/1592 Esas 2019/1392 sayılı kararının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.