20. Hukuk Dairesi 2018/5710 E. , 2019/6116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 02/03/2011 havale tarihli dilekçesi ile; ..... Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ..... Köyü sınırları içinde bulunan, 102 ada 1 orman parselinin 309-312 numaralı OS noktalarının batı ve güney istikametindeki, 344-348 numaralı OS noktalarının güney ve güneybatı istikametindeki, 373-378 numaralı OS noktalarının güney istikametindeki, 378-384 numaralı OS noktalarının kuzey ve kuzeybatı istikametindeki ve 292-296 numaralı OS noktalarının kuzey istikametindeki sahaların orman sınırı dışında bırakıldığı iddiasıyla bu taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Hazine 13/04/2011 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın devletin mülkiyetindeki taşınmazlardan olduğu iddiasıyla, Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece dilekçede belirtilen herbir OS noktası yönünden ayırma kararı verilmiş ve eldeki davaya ise 378-384 numaralı OS noktaları yönünden devam edilmiştir. Arazi kadastrosu sırasında 117 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 6966,84 m2 ve 1928,60 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, vasıf ve malik haneleri boş bırakılıp, davalı olarak tespit edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir.
Mahkemece, tutanak zilyedleri davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda: kısmi davanın kabulüne, 117 ada 1 parselin, fen bilirkişilerce hazırlanan ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4217,36 m2 kısmının kadastro tespitinin iptaline orman vasfı ile Hazine adına, ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 649,54 m2"lik kısmın tutanağın yüzölçüm kısmı 649,54 m2 olarak düzeltilerek çay bahçesi vasfıyla ve (C) harfi ile gösterilen 2099,94 m2"lik kısmın çay bahçesi vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilerek ... adına, 117 ada 2 parselin, fen bilirkişilerce hazırlanan ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 1617,09 m2 kısmının kadastro tespitinin iptaline orman vasfı ile Hazine adına, ekli krokide (E) harfi ile gösterilen 311,51 m2"lik kısmın, tutanağın yüzölçüm kısmı 311,51 m2 olarak düzeltilerek çay bahçesi vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından taşınmazların (B), (C) ve (E) harfli kısımlarına yönelik olarak temyiz edilmiş, Dairemizin 205/864-850 sayılı kararıyla “Mahkemece her ne kadar dava konusu edilen yerin, çekişmeli 117 ada 1 parselin (A) ve 117 ada 2 parselin (D) harfli bölümü olduğu belirlenerek bu bölümlerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline 117 ada 1 parselin (B) ve (C) ve 117 ada 2 parselin (E) harfli bölümlerinin ise dava konusu olmadığı belirlenerek davalı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazların malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının malik hanelerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin belirlenerek doldurulmak üzere mahkemeye aktarıldığından parsellerin tamamının davalı olduğu gözetilmeden bir bölümleri hakkında araştırma yapılarak tescil hükmü kurulması, bir kısmı hakkında da araştırma yapılmaksızın tutanağın edinme nedeninde ismi geçen kişi adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 5, 26, 27 ve 30/2. maddelerinde, kadastro tespit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. Orman Yönetiminin 30 günlük kısmî ilân süresi içinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle dava konusu taşınmazlar hakkında malik hanesi ve niteliği açık bırakılmak suretiyle tesbit tutanağı düzenlendiğine göre, 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kısmen davalı olmadıkları gerekçesiyle araştırma yapılmaksızın tutanağın edinme nedeninde ismi geçen kişi adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun, sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş; iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle mahkemece, çekişmeli 117 ada 1 parselin (B) ve (C) ve 117 ada 2 parselin (E) harfli bölümlerine yönelik olarak, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraaat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, çekişmeli 117 ada 1 parselin (B) ve (C) ve 117 ada 2 parselin (E) harfli bölümlerinin orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tescile karar verilecek gerçek kişiler yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kısmi davanın reddine, fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (B) harfi ile gösterilen .... köyü 117 ada 1 nolu parsel içerisinde kalan 649.54 m2"lik alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 649.54 m2 olacak şekilde düzeltilerek dahili davalı ... adına bahçe vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (C) harfi ile gösterilen ..... nolu parsel içerisinde kalan 2099.94 m2"lik alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 2099.94 m2 olacak şekilde düzeltilerek dahili davalı ... adına bahçe vasfıyla aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (E) harfi ile gösterilen..... köyü 117 ada 2 nolu parsel içerisinde kalan 311.51 m2"lik alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 311.51 m2 olacak şekilde düzeltilerek dahili davalı ... adına bahçe vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 01/02/2011 - 02/03/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile çekişmeli 117 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında çekişmeli taşınmazların tamamı hakkında bozma kararı verildiği halde sadece (B), (C) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik tescil hükmü kurularak (A) ve (D) harfi ile gösterilen bölümlerine dair tescil hükmü kurulmaması doğru değilse de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hüküm fıkrasına “4- Fen Bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ......köyü 117 ada 1 nolu parsel içerisinde kalan 4217,36 m2"lik alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 4217,36 m2 olacak şekilde düzeltilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 5- Fen Bilirkişisinin hazırladığı ekli krokide (D) harfi ile gösterilen ......köyü 117 ada 2 nolu parsel içerisinde kalan 1617,09 m2"lik alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmı 1617,09 m2 olacak şekilde düzeltilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresinin eklenmesi ve diğer fıkraların bu şekilde teselsül ettirilmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.