Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1365
Karar No: 2020/3485
Karar Tarihi: 25.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1365 Esas 2020/3485 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/1365 E.  ,  2020/3485 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı elektrik dağıtım şirketinin abonesi iken işletmesinin elektrik ihtiyacını davalı şirketten karşıladığını, şirket aboneliği sebebiyle kesilen faturaları eksiksiz ödediğini, elektrik faturalarına kayıp bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli adı altında haksız bedeller yansıtıldığını belirterek dava tarihinden geriye dönük 10 yıl içerisinde kalan dönemde haksız olarak tahsil edilen bu bedeller için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 1700 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından daha önce temerrüde düşürülmediğini, öncelikle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına ilişkin itirazının ve zamanaşımı definin kabulüne karar verilmesini, Enerji Piyasası Kanunun EPDK"ya vermiş olduğu yetkiye dayanılarak Kurul tarafından alınan karar ve belirlenen tarifeler doğrultusunda tüketicileriden alınan kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli gibi alacak kalemlerinin davacıdan tahsilinin yasal olduğu, davacının talebinin kabulünün ancak mevzuat hükümlerinin iptali ve mevzuat değişikliği ile mümkün olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; yargılama sonrasında yürürlüğe giren yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine, maktu vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin ise davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; her iki tarafça istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince; yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine dair kararın davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar gibi vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden aynı hukuki etkiye sahip olacağı, davacının dava tarihinde haklılığı göz önünde tutulduğunda, 6100 sayılı HMK 331. maddesi kapsamında davasında mevzuat değişikliği sonrası haksız duruma düşen davacı lehine yargılama giderine hükmedilmesi gerekeceğinden, 6100 sayılı HMK 331. maddesi gereğince, davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın "Vergi Ödevi" başlıklı 73 üncü maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır...” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli uygulamasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kararları ve tebliğleri ile belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK"na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
    Ne var ki, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK"nın Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
    Yine, 6719 sayılı kanunun 26 ncı maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17"nci maddesinde yapılan değişiklikler ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedel konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirilmiş; hem de geçici 20 nci maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
    Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
    İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
    Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan “1- Davacının davanın reddine,” ifadesinin çıkartılarak yerine “1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi