3. Hukuk Dairesi 2020/2057 E. , 2020/3498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarafların kardeş olduğunu, babaları ..."nin 117020 ada 2 parselde kayıtlı tarlasını kendisinin borçları nedeniyle kredi alamadığından, kredi alabilmesi için oğlu dava dışı ..."ye devrettiğini, ...’nin de taşınmazı üçüncü kişilere sattığını, bu süreçte davalı ...’nin muris muvazaasına ilişkin dava açarak üçüncü kişiye satılan taşınmaz üzerinde payı oranında hak sahibi olduğunu ve taşınmazı bu üçüncü kişilerden satın alarak adına tescil ettirdiğini, daha sonra da dava dışı kişilere sattığını, nihai satım nedeni ile elde edilen satım bedelinden kendisinin de hakkı olduğunu ve bu bedelin kendisine ödenmediğini bu sebeple 30.000.00-TL faizi ile tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı; iddiayı kabul etmediklerini, bir protokol yapıldığını, yazılı delil ile ispatının gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; kardeşler arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispatının mümkün olduğu, bunun uygulanabilmesi için taraflar arasında bir yazılı belge bulunmaması gerektiği, eğer bir belgeye bağlanmışsa karşı tarafın muvafakatı olmaksızın tanık dinlenemeyeceği, davalıların teklif edilen yemini eda ettikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 12/11/2018 T. ve 2018/7140 E. - 2018/11345 K. sayılı ilamı ile; somut olayda tarafların kardeş oldukları, aralarındaki hukuki işlemleri tanık delili ile ispatlayabilecekleri hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, dosyada bulunan ve taraflar arasında tanık dinlenmesine engel olduğu iddia edilen 10/06/2014 tarihli protokolün dava ile ilgili bir belge olmadığı, bu sebeple mahkemece, tanık beyanları alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tanık dinletme talebi reddedilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın tanık beyanları ile ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Davacı tarafından talep edilen bedel HMK"nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise de HMK m. 203 gereğince tarafların kardeş olmaları sebebi ile senetle ispat zorunluluğunun istisnası kapsamında olduğu dairemiz bozma ilamı ile de sabittir.
Somut olayda, taraflar arasındaki bedelin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığına yönelik olarak tanık beyanı dinlenmiş ve davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Ancak davacı tanıklarından ... yeminli ifadesinde; “...Ablam taşınmazı yaklaşık 5 sene önce sattı ve bana, kardeşim ..."e 28.000"er TL verdi. Diğer kardeşlere de ödeme yapacağını söylemişti. Ancak daha sonra aralarında ne oldu ise ablam ... diğer kardeşlere ödeme yapmadı. Oysa tarlayı aldıktan sonra kendi yaptığı masrafları düşerek geriye kalan parayı herkese eşit olarak paylaştıracağını söylemişti. Ben kendisine neden vermediğini sorduğumda, şakayla karışık olarak bana "ben zaten tapuyu kendim masrafını yaparak üzerime aldım, tapu da benim, ister veririm ister vermem" şeklinde beyanda bulunduğu ve tarafların arasında yazılı olmasa da ablası tarafından kendisi ve kendisi dışındaki iki kardeşine 28.000TL ödeme yapıldığı ve bedelin ödenmesine yönelik sözleşmenin varlığının tanık ...’in ifadesi ile ispatlanmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; her iki tarafın kardeşi olan tanık ...’in beyanları doğrultusunda davacının alacağı ispatlanmış olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK" nın geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’ un 428. maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK" nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.