3. Hukuk Dairesi 2020/789 E. , 2020/3513 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki fesih işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından gönderilen 11/08/2014 tarihli yazı ile 2012 yılı eczane protokolünün 4.3.6 maddesi hükümleri doğrultusunda 2.639,49 TL tutarlı cezai şart uygulandığı ve aynı protokolün 5.3.5 ve 5.3.10 ve 5.3.14 maddesi hükümleri doğrultusunda 3 ay süre ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, ilaçların reçete sahiplerine, hasta veya yakınına teslim edilmediği yönündeki suçlamayı kabul etmediklerini, ayrıca doktorlar, sağlık çalışanları ve tıbbi mümessillerle işbirliği yaptıkları, kişilerin bilgileri dışında sağlık karnelerine ilaç yazdırıldığı ve bu ilaçların teslim edilmediği gerekçe gösterilerek ceza tahakkuk ettirilebilmesi için somut ve sonuca götürücü deliller ve tespitlerin bulunmasının gerektiğini belirterek, ileride telafisi mümkün olmayan zararların önlenmesi için usul ve yasaya aykırı haksız fesih işleminin ve cezai şartın tahsili işleminin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına ve haksız fesih işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; fesih işleminin usule, yasaya ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak yapıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dosyada mevcut bilgi ve belgelerle bilirkişi raporuna göre, 3 reçetedeki ilaçların yakınları tarafından alındığı halde, kurum tarafından ilgili ilaçların hastalar tarafından alınmadığı gerekçesiyle usul ve yasaya aykırı olarak işlem tesis edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı kurumun Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğünün 11/08/2014 tarih ve 85987481/1030301308/3990458 sayılı yazısı ile 01/02/2012 tarihli eczane protokolünün 5.3.14. maddesine aykırılık nedeniyle davacının sözleşmesinin feshine dair işleminin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cezai şartın ve davalı Kurum tarafından 2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.14 maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan 3 ay süreyle sözleşmesinin feshi işleminin iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, davaya konu cezai işlemin dayanağının Kurum müfettişlerince hazırlanan idari soruşturma raporu olduğu, soruşturma raporu doğrultusunda davacı hakkında
2012 yılı Eczane Protokolünün 4.3.6 ve 6.17 maddesi uyarınca 2.639,49 TL cezai şart uygulandığı ve 5.3.14 maddesi uyarınca 3 ay süreyle sözleşmesinin feshedildiği, davaya konu işlemler nedeniyle davacı hakkında Yerköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmanın derdest olduğu, bu soruşturmanın sonucu beklenilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK"nun 74. maddesi (818 sayılı BK"nın 53. maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Diğer taraftan, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 3 adet reçete değerlendirilerek, reçete muhteviyatı ilaçların yakınları tarafından alındığı belirlendiğinden cezai işlemin yerinde olmadığı yönünde kanaat bildirilmiş ise de, davaya konu cezai işlemin dayanağı olan soruşturma raporunda 12 adet reçete değerlendirilerek cezai şart uygulanmıştır. Ayrıca soruşturma raporunda, eczane tarafından bir şekilde elde edilen sağlık karnelerine, karne sahiplerinin bilgisi olmadan ilaç yazdırıldığı, doktorlar ve diğer sağlık çalışanları ile kurulan yakın ilişki ile sağlık karnelerine ilaç yazdırma işlemi yapıldığı yönünde tespitlerde bulunularak 3 ay süreyle sözleşme feshedilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bilirkişi raporu, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
O halde mahkemece; ceza soruşturması sonucunun HMK’nun 165. maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılması, davalı kurumun denetimi sırasında adları geçen hastaların dinlenilmesi, dava konusu işlemin sözleşmeye uygun olup olmadığı konusunda, idari soruşturmaya konu tüm hususların ayrı ayrı değerlendirildiği, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli 3 kişilik bilirkişi kurulundan yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz rapora itibar edilerek, eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.