3. Hukuk Dairesi 2020/624 E. , 2020/3533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, davalı kuruma fatura ettiği 2010 yılına ait 3 adet reçetedeki imzaların, hasta yada hasta yakınına ait olmadığı bu nedenle 2009 yılı protokolünün 6.3.3. maddesinin ihlal edildiği iddiası ile, hakkında 3.459,67 TL para cezasının tahsil edileceğinin bildirilerek, ayrıca yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, yapılan kurum işleminin haksız olduğunu ileri sürerek, kesilen 3.459,67 TL para cezasının iptali ile borçlu olmadığının tespitine, uyarılma cezasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; kurum tarafından yapılan inceleme neticesinde ilgili protokole uygun olarak cezai şart ve uyarma işlemi uygulandığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; hasta ya da yakınlarının ilaçlarını genellikle davacı eczaneden temin ettiklerini beyan etmişlerse de, dava konusu reçetedeki imzaların sahiplerine ait olmadığı bu nedenle, 2009 yılı protokolünün 6.3.3 maddesi gereğince yapılan kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 2009 yılı protokolünün 6.3.3 maddesi uyarınca davacı eczane hakkında uygulanan cezai şart ve uyarılmasına yönelik davalı kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Davalı kurum tarafından, davacı eczacı hakkında; Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2009 Yılı Protokolü’nün 6.3.3 maddesi gereğince, 2010 yılı mart ayı dönemine ait fatura edilmiş reçetelerden üç adedinin arkasındaki imzaların hasta ya da hasta yakınına ait olmadığının tespiti üzerine 2009 yılı protokol sözleşmesinin feshi ve cezai şartlar başlığı altında düzenlenen 6.3.3 maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle dava konusu işlemi uygulanmıştır. Davaya konu 2009 protokolünün 6.3.3. maddesi uygulanan eylemle ilgili 01.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.2. maddesinde "Eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alan yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz." hükmü getirilmiş olup, yine aynı protokolün 6.12. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil/fiiller için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. 01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz. Bu protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fiillerden dolayı sözleşmesi feshedilen eczanelerin yazılı talebi üzerine bu protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu itibarla; dava konusu ceza-i işlemin dayanağı olan protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, 2016 yılında yürürlüğe giren protokolün ilgili hükümlerinin somut uyuşmazlığa uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durulmalıdır.
O halde; mahkemece, hasta ve hasta yakınlarının tanık sıfatıyla mahkeme huzurunda alınan beyanları da dikkate alınarak, 2016 protokolünün yukarıda belirtilen ilgili maddeleri değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.