3. Hukuk Dairesi 2020/2691 E. , 2020/3553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Murisi ..."nun tır satın aldığını, müvekkili ..."nun (... oğlu) o sırada, daha önce yurt dışında çalışarak yaptığı birikimlerinin bir kısmını (45.000 DM) babasına, bir aracına hisse olarak koymak suretiyle parasını işletmesi, bir miktar para kazanmak için verdiğini, bir zaman sonra baba ..."nin bu aracı müvekkilin ortaklık payı olarak koyduğu 45.0000 DM"nin ... tarafından ...e ödeneceğine garanti olarak 44.800 miktarlı bonolar verdiğini, bu gelişmelerin akabinde muris ... "nun sağlığının bozulduğunu, müvekkile yani oğluna 45.000 DM lik borcunu ödeyemediğini sağlık problemleri nedeniyle maddi durumunun da zayıfladığını, ancak baba ..."nin hayatını kaybetmesi sonucu diğer mirasçıların muris ..."nin davacıya olan borcunu ödemeye yanaşmadıklarını belirterek mirasçılardan müşterek ve müteselsilen müvekkilin alacağının 45.000 DM"nin senet vade tarihlerindeki ( 2002 yılı muhtelif tarihler) Türk Lirası karşılığının vade tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ileride muhtemel bilirkişi hesabı sonucunda müddeabihi ıslah etmek üzere şimdilik 7.800,00-TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; Davanın KABULÜ ile; 1) 30.000,00-TL."nin 15/02/2002 vadeli senetten dolayı 3.377,00-TL.sının, 15/03/2002 vadeli senetten dolayı 3.420,00-TL.sının, 15/04/2002 vadeli senetten dolayı 3.296,00-TL.sının, 15/05/2002 vadeli senetten dolayı 3.603,00-TL.sının, 15/06/2002 vadeli senetten dolayı 3.789,00-TL.sının, 15/07/2002 vadeli
senetten dolayı 4.824,00-TL.sının, 15/08/2002 vadeli senetten dolayı 4.619,00-TL.sının ve 15/09/2002 vadeli senetten dolayı 3.072,00-TL.sının vade tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; sözkonusu karar davalı ..., ..., ..., Mevlük ..., ..., ..., ... vekilince temyiz edilmiştir .
Anılan karar Dairemizin 2016/2697 Esas - 2017/13350 Karar sayılı ve 05/10/2017 tarihli kararı ile; "... Mahkemece, dava konusu alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Ancak, tereke borçlarından dolayı müteselsil sorumluluk, ancak mirasçılık sıfatı olmayan alacaklılar için geçerlidir. Murisin alacaklıları arasında mirasçıda bulunuyorsa, söz konusu mirasçının muristen olan alacağı için diğer mirasçıların müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır. Buna göre, tereke alacaklısı mirasçının bu alacağı terekenin paylaşımı sırasında hesaba katılarak ve mirasçıların paylarından mahsup edilmek veya tereke mallarından tahsil edilmesi gerekir. Alacağın tereke mallarından tahsili mümkün olmazsa, diğer mirasçılar sadece miras payları oranında sorumlu olurlar. Alacaklı, davacının borçlu mirasbırakanın mirasçısı olması durumunda alacağının tamamını müteselsil borçlu sıfatıyla diğer mirasçılardan talep edemez.
Ancak, iç ilişkide kendisine miras payı oranına isabet eden borç miktarını tenzil ettikten sonra geri kalan kısım için diğer mirasçı davalılardan alacağını isteyebilir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, yargılamaya devam edilmiştir .
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1- 6100 sayılı HMK"nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine, HMK"nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/19-109 E. - 2009/123 K. sayılı kararında değinildiği üzere, 10.04.1992 gün ve 1991-7 Esas - 1992-4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda kısa kararda " Davanın muris ... "dan 30.000 TL alacaklı olduğunun tespiti ile iş bu alacağın murisin terekesinden tahsiline," gerekçeli kararda" 30.000,00-TL."nin 15/02/2002 vadeli senetten dolayı 3.377,00-TL.sının, 15/03/2002 vadeli senetten dolayı 3.420,00-TL.sının, 15/04/2002 vadeli senetten dolayı 3.296,00-TL.sının, 15/05/2002 vadeli senetten dolayı 3.603,00-TL.sının, 15/06/2002 vadeli senetten dolayı 3.789,00-TL.sının, 15/07/2002 vadeli senetten dolayı 4.824,00-TL.sının, 15/08/2002 vadeli
senetten dolayı 4.619,00-TL.sının ve 15/09/2002 vadeli senetten dolayı 3.072,00-TL.sının vade tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte muris ... "nun terekesinden tahsili ile davacıya verilmesine, " karar verilmiş, kısa kararda kabul edilen alacağa faiz işletilmesine karar verilmediği halde ,gerekçeli kararda kabul edilen alacağa senetlerin vade tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, çelişki oluşturulmuştur. Mahkemenin kısa ve gerekçeli kararının anlatıldığı şekilde farklı hazırlanması kararın bozulmasını gerektirmiştir .
Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya içeriğine göre, açıklanan hususlar gözönünde tutularak vicdani kanıya göre karar verilmelidir.
2- Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nın 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.