3. Hukuk Dairesi 2020/2282 E. , 2020/3605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalılardan ..."ın tarafına ait evi 01/07/2011 tarihinden itibaren kiraladığını, diğer davalının da kira sözleşmesine 10 yıllığına kefil olduğunu, davalıların kira bedellerini ödemeyi aksatmaları sebebiyle 2013 yılı Ocak ayından itibaren 5,581,96 TL asıl ve 1,633,44 lira faiz borcu oluştuğunu, ödenmemiş kira borcunun tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlattığını ancak davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazlarının iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, cevap dilekçelerinde özetle; kira bedellerini sehven gecikse bile eksiksiz ödediklerini, davalının kira sözleşmesine yasal olmayan kayıtlar koyduğunu, talep edilen aylık gecikme faizinin fahiş olduğunu, davalının kira sözleşmesi yapılırken hakkı olmayan miktarda depozito talep edip aldığını, bunu da yasal olarak belirtilen merciye yatırmadığını, davalı ... Yaşan bakımından kira sözleşmesinin artık yıllık süresinin dolmasıyla artık kefil olarak sorumluluğu kalmadığını, sözleşmede on yıllık kira bedeli için olduğu belirtilen kefaletin hükümsüz olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; Davalı ... bakımından davanın reddine, Davalı ... bakımından davanın kısmen kabulü ile davaya konu İzmir 27. İcra Dairesinin 2014/5720 sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazının 950,00 TL asıl alacak, 70,26 TL faiz ve 167,91 TL damga vergisi bakımından iptaline, fazla istemin reddine, takip miktarının yargılama sonucunda belirlenebilir olması nedeniyle koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, davalı tarafından 30/04/2014 tarihinde haricen yapılan ödemenin mükerrer ödemeye neden olmamak üzere icra müdürlüğünce
dikkate alınmasına dair verilen karar dairemizin 2017/4060 E 2018/11635 K sayılı 15.11.2018 tarihli ilamıyla “takip miktarının yargılama sonucunda belirlenebilir olması nedeniyle koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” ve “Davalı tarafından 30/04/2014 tarihinde haricen yapılan ödemenin mükerrer ödemeye neden olmamak üzere icra müdürlüğünce dikkate alınmasına” dair hükümlerin kısa kararda yer almamasına rağmen gerekçeli kararda hükme eklenmesi sebebiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı kiracı Mustafa’nın takip tarihi itibariyle 1.189,05 TL ödenmemiş borcu bulunduğu, takip tarihinden sonra fakat dava tarihinden önce 950 TL ödeme yapılmakla bu konuda aldırılan ek bilirkişi raporunun kök rapor ile aynı yönde olduğu, yeni bilirkişi raporu aldırılmasının ise alacak miktarı göz önünde tutulduğunda tarafların menfaatlerini ihlal edeceği belirtilerek resen hesaplama yapılmış ve tüm icra giderleri dahil edilmek suretiyle dava tarihi itibariyle davalı ...’ın davacıya 570,50 TL tutarında borçlu olduğu, ödeme emri ile dava tarihi arasında işleyen faiz tutarının ise 36,07 TL olduğu gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile takibin toplam 606.57 TL üzerinen devamına, davalının icra harç ve masrafları icra vekalet ücreti vs. yönünden başkaca borcu bulunmadığına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava, ödenmemiş kira bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık, kiracı tarafından dava tarihi itibariyle ödenmemiş kira borcu ve işlemiş faizi bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davacı tarafça davalı aleyhine 30.04.2014 tarihinde 5581 TL asıl alacak , 335,82 TL damga vergisi ve işlemiş faiz olmak üzere toplamda 7551,55 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış, davalılarca süresi içinde takibe itiraz edilmiş, itirazın iptali davası açılmadan önce 950 TL tutarında ödeme yapılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesinin ilk cümlesi uyarınca “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir.” Buna göre borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir. Mahkemece, takip tarihinden sonra ve fakat dava tarihinden önce yapılan ödemenin TBK’nın 100. maddesi uyarınca alacaktan mahsup edilmesi ve ödemenin ne kadarının vekalet ücreti, harç, faiz ve sair kalemlerden düşülmesi gerektiği, söz konusu kalem tutarlarının ne olduğu, asıl alacaktan mahsup edilecek bir ödeme kalıp kalmadığı hususunda denetime elverişli bilirkişi raporu aldırılarak yalnızca ödenmemiş kira alacağı ve işlemiş faizi bakımından hüküm kurulması, yargılama giderlerine de bu tutar üzerinden kabul ve red oranı gözetilerek hükmedilmesi gerekirken; resen hesaplama yapılıp icra giderleri de hesapmalaya dahil edilmek suretiyle belirlenen tutar üzerinden hüküm kurulması ve yargılama giderlerine de bu tutar üzerinden hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün her iki taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.