3. Hukuk Dairesi 2020/7646 E. , 2021/4463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisinin yaralandığı, eşinin vefat ettiği trafik kazası ile ilgili olarak hukuki işlemlerin yapılması açısından davalı avukatı ... 2. Noterliğinin 26/02/2011 tarih 1256 sayılı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme imzalanmayıp vekalet ücretinin kararlaştırılmadığını, hatalı uygulamalar nedeniyle davalının ... .... Noterliğinin 14/11/2014 tarih 8376 sayılı azilnamesiyle avukatlık görevine son verildiğini, vekalet ücreti borcu bulunmadığı halde kendisi aleyhine İstanbul 27. İcra Müd 2014/32009 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, söz konusu takipten kaynaklanan hiç bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19.H.D."nin 21/09/2019 tarihli 2017/2196 Esas 2018/1518 Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı tarafından karar temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, avukatlık ücreti sebebiyle başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasına ilişkindir. Somut olaya bakıldığında, taraflar arasında yazılı bir avukatlık sözleşmesi bulunmadığı ihtilafsızdır. Dava konusu İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/167 Esas, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1083 Esas, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1124 Esas sayılı dosyaları Mahkeme
tarafından celp edilmiştir. Mahkemece davacı tarafından yapılan azlin haksız olduğu tespit edilmiştir. Buna göre ilk derece Mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre hesap edilen vekalet ücretinin 89.425,00 TL olacağı, davalının ödenmeyen vekalet ücretinden dolayı takip yapmasından gayri hukuki bir durumun bulunmadığı ve söz konusu vekalet ücreti alacağının oluştuğu, azlin haklılığının ortaya konulamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda İstanbul Barosu ücret tarifesine göre davalı avukatın vekalet ücreti alacağı hesap edilmiştir.
Avukatlık Kanununun 164/4. madde ve fıkrasına göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir” düzenlemesi mevcuttur. Bu oran belirlenirken davalının sarf ettiği emek ve mesai ile dava ve takibin ve uyuşmazlığın niteliği gözardı edilmemelidir. Taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı Mahkemenin de kabulündedir. Hal böyle olunca, dava konusu davalı avukat tarafından takip edilen dosyalar yönünden Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre gerekli inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.