Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1993
Karar No: 2020/3657
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1993 Esas 2020/3657 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1993 E.  ,  2020/3657 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki asıl dava alacak ve muhdesatın tespiti ile karşı ecri misil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı/karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı/K. Davalılar; muris ..."un ölmeden önce inşa ettiği üç katlı betonarme bina için imar başvurusunda bulunup tahsis belgesi aldığını, ancak bedelini ödemeden vefat ettiğini, mirasçılara arsa bedelinin ödenmesi için tebligat yapıldığını ancak davalıların bedeli ödemeye yanaşmadıklarını, arsa bedelinin davacılar tarafından ödendiğini, muris ..."un ölümünden sonra üç dairenin tüm inşaat işlerinin davacılar tarafından yapıldığını belirterek, davacıların ödemiş oldukları arsa bedeli olarak rayiç değer farkı saklı kalmak üzere şimdilik 7.802,00 TL ile yine davacıların binaya yaptıkları tamirat - tadilat - yalıtım - mantolama - iyileştirme - malzeme-işçilik-boya vs.yapım bedeli olan 62.700,00 TL olmak üzere şimdilik 70.502,00 TL alacağın tahsiline, mülkiyet üzerindeki alacak haklarının tespiti ile davacılara aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07.05.2015 tarihli dilekçesi ile arsa bedeli için talebini 283.000 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı/K. Davacılar; ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davacıların taşınmazdaki hisselerini haksız olarak kullanmalarından ötürü şimdilik 2.000,00 TL ecrimisil bedelinin karşı davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.05.2016 tarihinde talebini 8.500,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, arsa bedeli olarak 2.627,84 TL"nin davalılardan hisseleri oranında alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, muhtesat tespitine ilişkin talebin reddine, zorunlu ve faydalı masraflara ilişkin talebin reddine, karşı dava bakımından; davanın kabulüne, 2.000,00 TL" nin dava tarihinden itibaren 8.500,00 TL"nin de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı/karşı davalılardan hisseleri nispetinde alınarak davalı/karşı davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemiz 28/06/2018 T. ve 2016/20221 E. - 2018/7341 K. sayılı ilamı ile; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile asıl davada davacıların; muhdesat tespitine yönelik talepleri bakımından; davacıların dava konusu taşınmazda yaptıklarını iddia ettikleri imalatların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilerek, muhdesatın tespitine karar verilmesi, arsa bedeline yönelik talepleri bakımından bedelin davacılar tarafından ödendiği hususu sabit olmadığından reddine karar verilmesi, karşı dava bakımından davalı/karşı davacıların talepleri yönünden; dosya içerisindeki bilirkişi raporunda ecri misil tespit yönteminin açıkça ortaya konulmadığı ve emsal kira bedelleri de araştırılmadan soyut değerlere göre hazırlanan rapor esas alınarak hüküm kurulduğu ancak raporun denetlemeye elverişli olmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuş, tarafların yargılama gideri, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl dava yönünden; hak ve alacaklarını temlik eden ... ve ... açısından karar verilmesine yer olmadığına, davaya konu taşınmaza ait muhtesatların mülkiyetinin temlik alan ..., ..., ... ve ..."a aidiyetine, ve 49.850,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile temlik alan davacılar ..., ..., ... ve ..."a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava yönünden; davanın kabulü ile 2.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren, 8.500,00 TL" nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikde temlik alan karşı davalılar ..., ..., ... ve ..."dan tahsili ile karşı davacılara ödenmesine, temlik veren karşı davalılar ... ve ... hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm davalı/karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava alacak ve muhdesatın tespiti, karşı dava ecri misil talebine ilişkindir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, asıl davaya yönelik davalı/karşı davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde; mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı gereğinin yerine getirilmemesi doğru görülmemiştir.
    Somut olayda; arsa bedeline yönelik talep bakımından hiç hüküm kurulmamış, muhdesat tespitin yönelik talep bakımından ise hem aidiyetin tespitine hem de muhdesat bedelinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
    O halde mahkemece, bozma ilamında belirtildiği üzere, arsa bedeline yönelik talep yönünden red hükmü kurulması, muhdesat tespitine yönelik talep yönünden sadece tespite yönelik karar verilmesi ile yetinilmesi ve ayrıca muhdesatların bedeline yönelik alacağa ilişkin hüküm kurulmaması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/ karşı davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davalı/karşı davacılar yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK" nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi