10. Hukuk Dairesi 2013/19690 E. , 2014/17482 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Mersin 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 18.07.2013
No : 2012/216-2013/366
Dava, davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı tahsis tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 61, Ek 34 ve Ek 35. maddeleridir. 61. maddede, “Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, bu Kanuna göre tespit edilen göstergesinin katsayı ile çarpımının %60"ı oranında ve aşağıdaki hükümler nazara alınarak yaşlılık aylığı bağlanır.
A) Yaşlılık Aylığı:
a) Sigortalının kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5 000 günden fazla ödediği her 240 günlük malüllük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi için % 60 oranı (1)"er artırılarak.
b) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Sigortalının, 5 000 günden noksan ödediği her 240 günlük malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için % 60 oranı 1 eksiltilerek, hesaplanır.
c) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Yukarıdaki (b) fıkrası hükmü, 60 ıncı maddenin (B-C-D) bentlerine göre aylığa hak kazananlar için uygulanmaz.
Bu maddeye göre bağlanacak aylıkların oranı, her halde % 85"i geçemez.
B) Yaşlılık aylığının hesabına esas alınacak gösterge, sigortalının işten ayrıldığı tarihten önceki Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi ödenmiş son 5 takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.
5 takvim yılından daha az takvim yılında prim ödemiş olan sigortalı için ortalama yıllık kazanç, prim ödediği takvim yılları esas alınmak suretiyle hesaplanır. …” hükmüne yer verilmiş, Ek 34. maddede, “Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.” düzenlemesine yer verilerek, Ek 35. maddede ise, üst gösterge tablolarının tavan göstergesine göre hesaplanacak aylıkların aylık bağlama oranının % 50 olduğu belirtilmiştir. Anılan maddenin 2. fıkrası ile üst gösterge tablosunun tavan göstergesi ile gösterge tablosunun tavan göstergesi arasında bağlanacak aylıklarda aylık bağlama oranını belirleme yetkisi Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Bakanlar Kurulunun 1987/11994 sayılı Kararında üst göstergelerin taban aylık bağlama oranı % 50 olarak belirlenmiş olup, bilahare 1992/2607 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile üst gösterge tablosunda her bir göstergenin taban aylık bağlama oranı ayrı ayrı olmak üzere % 50 ila % 59,9 arasında belirlenmiştir.
Somut olayda, davacıya 01.01.1995 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edildiği, davacının yaşlılık aylığının eksik hesaplandığı gerekçesiyle yeniden hesaplanmasını talep ederek dava açmış olduğu anlaşılmaktadır.
Anılan yasal düzenlemeler ışığında tahsis talebinde bulunulan yılın ocak ayı itibariyle bulunacak yaşlılık aylığı miktarı, anılan Yasanın Ek 38. maddesinin “Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar ile geçici 76 ncı maddeye göre yapılan telafi edici ödemeler, her ay ödeme tarihlerinde bir önceki aya göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksi artış oranı kadar artırılarak belirlenir.” hükmü gözetilerek yıllara göre tespit edilmeli, ancak Kanun koyucunun 01.01.2003 sonrası yaptığı yasal düzenlemelerle (4784, 5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar gibi) anılan maddenin uygulamasını bertaraf ederek farklı artış oranları belirlediği gözetilmeli ve bu çerçevede yıllara göre ödenmesi gereken aylık tutarları hesaplanmalıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aylık artışlarını düzenleyen Ek 38. maddede gelişme hızı oranında artış yapılacağının öngörülmediği halde, aylık miktarının gelişme hızı da gözetilmek suretiyle belirlendiği ve 01.01.2003 ve sonrası Ek 38. maddenin uygulanmasını bertaraf eden anılan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin, tüfe ve gelişme hızına göre aylık miktarının saptandığı görülmekte olup, anılan rapor yukarıda belirtilen aylık tutarının tespitine yönelik öngörülen ilkelere uygun olmadığından hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden aylık hesabı yönünden denetime elverişli rapor alınıp irdelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yasal mevzuata aykırı şekilde düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.