10. Hukuk Dairesi 2014/13996 E. , 2014/17507 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İzmir 12. İş Mahkemesi
Tarihi :07.05.2014
No :2013/554-2014/352
Dava, Kurum işleminin iptali ve 05.01.2005 tarihinde iş kazası sonucunda vefat eden sigortalı oğlu üzerinden 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne; davacıya ölen oğlu C. A."dan dolayı almakta olduğu ölüm gelirinin yanında ölüm sigortasından aylık bağlanması için gerekli şartların ( 5 yıllık sigortalılık süresi, 900 gün MYÖ sigortaları pirim ödeme gün sayısını) tamamladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığının bağlanmasının gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının oğlunun 05.01.2005 tarihinde meydana gelen işkazasında çocuksuz ve bekâr olarak ölmesi üzerine hak sahibi olan davacıya 506 sayılı Yasa hükmlerine göre 05.01.2005 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanmıştır. Kurum, olayın iş kazası olması nedeniyle, davacıya, 506 sayılı Yasanın 24. maddesine göre iş kazası meslek hastalığı kolundan gelir bağlanması gerektiği, bu durumda ise 506 sayılı Yasanın 69.maddesi uyarınca ölüm aylığı bağlanamayacağı gerekçesiyle, davacının 16.07.2013 tarihli tahsis talebini reddetmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Davaya konu uyuşmazlık, davacının oğlu üzerinden ölüm geliri yanında, ölüm aylığı da alıp alamayacağı noktasındadır.
Davacının oğlunun vefat ettiği 05.01.2005 tarihinde yürürlükte bulunan ve davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Yasanın 24. maddesi, "Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken gelirlerin toplamı, sigortalının yıllık kazancının %70"inden aşağı ise, artanı, eşit hisseler halinde sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına gelir olarak verilir. Ancak, bunların her birinin hissesi sigortalının yıllık kazancının %70"inin dörtte birini geçemez.” hükmünü öngörmüştür.
506 sayılı Yasanın 69. maddesi ise; “Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı olursa, artanı, eşit hisseler halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verilir. Ancak, bunların her birinin hissesi sigortalıya ait aylığın %25"ini geçemez."
Somut olayda; sigortalının iş kazası sonucu, bekâr ve çocuksuz olarak öldüğü anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının hak sahibi olduğu ve iş kazası kolundan gelire ve şartların belirlenmesi halinde ölüm sigortası kolundan aylığa hak kazanacağı açıktır. Ancak, 506 sayılı Yasanın 92. Maddesine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.
O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının, sigortalı oğlunun primlerini ölüm toptan ödemesi suretiyle Kurumdan alıp almadığı, almış ise usulüne uygun şekilde ihya edip etmediği hususunun araştırılması, ihya edilmiş ise buna dair evrakların getirtilmesi va ayrıca 28.06.2013 tarihli davacı tarafından yapılan askerlik borçlanması talep dilekçesi dikkate alınarak borçlanma dekontunun varlığı araştırılmak suretiyle borçlanma işleminin yapılıp yapılmadığı hususu saptanıp, borçlanma ve ihya işlemleri sonrasında sigortalı oğlunun sigortalılık süresi ve prim gün sayısı dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 66’ncı maddesi kapsamında ölüm aylığına ilişkin yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, borçlanma işleminin varlığı halinde borçlanmanın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, borçlanma işlemi yok ise, bu kez usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek, Mahkemece davacıya süre verilerek borçlanma işleminin gerçekleştirilmesi ve ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesi gerekirken, aylık başlangıç tarihi belirlenmeksizin infaza elverişsiz şekilde ve eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.