Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1684
Karar No: 2019/5745
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2019/1684 Esas 2019/5745 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2019/1684 E.  ,  2019/5745 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili özetle, belirsiz alacak davası açtıklarını, davacının 01.07.1999-30.09-2013 tarih aralığında davalı işyerinde çalıştığını, 12.12.2007- 15.05.2008 tarihleri arasında askerliğini yaptığını, 2008 yılının Haziran ayında yeniden davalı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, bu süre dışında kalan çalışmasının kesintisiz şekilde sürdüğünü, emeklilik prim günlerini doldurduğu için 2013 yılı Mart ayında çıkışının yapıldığını, kıdem tazminatına mahsuben 8.000,00 TL ödendiğini, 15-20 gün sonra aynı işyerine tekrar giriş yapıldığını, çalışmasının 2013 yılı sonuna kadar devam ettiğini iş akdinin 30.09.2013 tarihinde davalı işveren tarafından hiçbir haklı neden olmaksızın feshedildiğini, en son ücretinin net 2.250,00 TL olduğunu, ücretin bordrolarda gerçek ücret üzerinden değil, bunun çok altında ve eksik şekilde bildirildiğini, davacıya 49 gün yıllık izin kullandırıldığını, bakiye 259 gün yıllık izin ücretinin ödenmediğini, haftanın 3 günü 03.00-23.00, 2 günü 09.00-20.00, 1 günü 09.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, yılbaşı tatili ve işçi bayramı dışında kalan milli bayramlarda ve dini bayramların 1. günü hariç çalıştırıldığını ve bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin formlarının işten çıkarıldığı gün aynı kalemle imzalatıldığını, kullandırıldığı iddia edilen yıllık izinlerin davalı şirketin yıllık defterine kaydedilmediğini, SGK bildirgeleri ve bordrolarına da işlenmediğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili özetle, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının davalı şirkette 01.07.1999 tarihinden Mart 2013 tarihine kadar çalıştığını, bu tarihte emekli prim gün sayısını doldurduğunu gösterir evrak ile başvurduğunu, karşılıklı anlaşma neticesinde hesaplanan 8.360,00 TL tazminatın davacı hesabına ödendiğini, davacının davalı şirketi ibra ettiğini ve 18.05.2013 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını, sonrasında "özel gerekçelerimle ve kendi istek ve rızamla 30.09.2013 tarihinde ayrılmak istiyorum" şeklindeki beyanları ile istifa etmek sureti ile iş akdini feshettiğini, ibraname verdiğini, yıllık izinlerini kullandığını, davacının davalı şirkete 10.000,00 USD borcu bulunduğunu, borcun 05.06.2013 tarihli bonoya bağlandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar tarafların temyizi üzerine Dairemizce özetle ve sonuç olarak;
    “1-Somut uyuşmazlıkta; davalı vekili dava dilekçesinin tebliğ sonrasında yasal süresi içerisinde verdiği dilekçe ile HMK’nun 127. maddesine istinaden cevap verme süresinin uzatılmasının talep etmiştir.
    Mahkemece bu talep üzerine bir karar yazılması gerekirken, Mahkeme hakimince dilekçenin üzerine " 2 hafta ek süre verildiğine " dair not düşülüp, tarih atılıp imzalanmıştır.
    Ek süreyi düzenleyen HMK. nın 127. maddesi uyarınca Mahkemece davalının ek süre talebi hakkında olumlu/olumsuz bir karar yazılıp, bu karar taraflara tebliğ edilmelidir.
    Dosyada ek süre talebi hakkında olumlu/olumsuz karar yazılmamış, dilekçeye yazılan " 2 hafta ek süre verildiğine " dair derkenar ile yetinilmiştir.
    Davalı vekiline talebinin kabul edilerek " 2 hafta ek süre verildiğine " dair bir karar tebliğ edilmediğinden davalının 16.06.2014 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile aynı tarihli delil/tanık listesini süresinde verdiği kabul edilmelidir.
    Bu nedenle davalının cevap ve delil listesine değer verilip, delillerinin toplanması gerekirken davalının delillerinin toplanmaması, süresinde verdiği cevap dilekçesine değer verilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Mahkeme fazla mesai ücreti talebini hüküm altına alırken, gerekçesinde 1/3 oranında karineye dayalı makul indirim yaptığını açıklamakla birlikte, hükmü ½ oranında indirim yaparak kurmuş olup, bu durum gerekçe ile hüküm çelişkisi arz ettiğinden, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK. 298/2. maddesinde tefhim edilen hüküm özeti (kısa karar) ile gerekçeli kararın çelişkili olamayacağı yukarıda belirtilen YİBK’na uygun bir biçimde yeniden düzenlenmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 298/2. maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece karar gerekçesinde, bayram ve genel tatil alacağından 1/2 oranında karineye dayalı makul indirim (taktiri indirim) yapıldığının açıklanmasına rağmen, genel tatil ücretinin 1/3 indirimle hüküm altına alınarak, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmesi hatalıdır.
    3-Bozma ilamında “...davalının süresinde verdiği cevap dilekçesine değer verilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesine rağmen davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde ileri sürülen zamanaşımı def"i gözetilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davacı tarafından açılan dava, belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda, külli tespit davası niteliğinde olduğundan, sadece dava tarihinden itibaren zamanaşımı definin gözetilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
    4-Dinlenen davacı tanıkları, 2012 yılında davalı işyerinden ayrıldıklarını beyan etmişlerdir.
    Hüküm altına alınan fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının tanıkların çalıştıkları süre ve dava tarihine göre zamanaşımı gözetilerek 14/04/2009-01/01/2012 tarihleri arasındaki çalışmalar için hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    5-Hüküm altına alınan fazla mesai ücretinden %50 oranında karineye dayalı makul indirim yapılması hakkın özünü etkileyecek niteliktedir. Fazla mesai ve genel tatil ücretlerinden 2. bentte açıklandığı üzere, yeniden gerekçe hüküm çelişkisine mahal verilmeden, makul oranda bir takdiri indirim yapılması içinde hükmün bozulması gerekmiştir.
    F)Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi