Esas No: 2019/284
Karar No: 2021/4462
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 3. Daire 2019/284 Esas 2021/4462 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/284
Karar No : 2021/4462
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü/...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Ocak 2016 dönemine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Batman Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 08/01/2016 tarihinde yapılan yol kontrolünde ... plakalı çekici ve ... plakalı dorsenin sürücüsü olan davacının, araçlarda bulunan samanın ... isimli şahsa ait olduğunu ve Et Balık Kurumuna götürdüğünü beyan etmesi üzerine gerçekleştirilen aramada farklı markalarda toplam 25.750 paket gümrük kaçağı olduğu değerlendirilen sigaranın ele geçirildiğinin 08/01/2016 tarihli tutanakla tespit edildiği, sigaralara isabet eden emsal bedelin belirlenmesi amacıyla sigaralardan alınan numunelerin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'na gönderildiği, bu kurumun tanzim ettiği değerlendirme raporu, olay yeri tespit tutanağı ve diğer ilgili bilgi ve belgeler dikkate alınarak yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 27/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak dava açılmayarak kesinleşmesi üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı olayda belgesiz mal bulundurulduğundan bahisle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca vergi sorumlusu olması nedeniyle davacı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasını gerektirecek yasal koşullar mevcut olmadığından, davacı iddialarının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen borcun bulunmadığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Batman Defterdarlığı Gelir Müdürlüğü'nün 01/04/2016 tarihli yazısı ve eklerinde davacı nezdinde 25.750 paket kaçak sigara ele geçirildiğinin belirtildiği, tütün mamüllerine ilişkin özel tüketim vergisi yönünden mükellefiyet tesisi yapılarak, gümrük kaçağı sigaraya isabet eden özel tüketim vergisi, katma değer vergisi ve vergi ziyaı cezasını ihtiva eden ihbarnameler 27/07/2019 tarihinde tebliğ edilmişse de, anılan katma değer vergisi tarhiyatının dava konusu edilmediği, 3065 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sorumlu olan davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu, ödeme emrine karşı açılacak davalarda sadece böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği ya da zamanaşımına uğradığı hususlarına dayanılacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Vergi mükellefiyeti olmadığından bununla ilgili bir ödevi de bulunmayacağı, dava konusu dönemde nezdinde vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği, ödeme emrine konu tarhiyata dayanak takdir komisyonu kararında, işi tütün ticareti olarak gösterilse de bu hususun gerçeği yansıtmadığı, şehirlerarası nakliyat işiyle uğraştığı, aynı dava konusuna ilişkin salınan özel tüketim vergisi tarhiyatının vergi mahkemesince kaldırılması yönündeki karara yapılan istinaf başvurusunun reddedildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 14/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 8. maddesinde mükellef; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar olarak tanımlanmış, Kanunun "vergi sorumlusu" başlığı altında düzenlenen 9. maddesinin (2) işaretli bendinde fiili veya kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisinin belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranacağı hükmüne yer verilmiştir.
İdare tarafından düzenlenen 08/01/2016 tarihli tutanakta, davacının kullandığı aracın içerisindeki saman çuvalları arasına gizlenmiş yün çuvalları içerisinde çok sayıda kaçak sigaranın bulunmasıyla davacı arasındaki bağlantı ortaya konmuştur.
Yurt dışında üretilerek kaçak yollarla yurt içine getirilen ve kişisel kullanım amacına özgülenemeyecek kadar yüksek miktardaki bandrolsüz sigaranın, yukarıda belirtilen tutanakla ilişkisinin kurulduğu davacıda ele geçirilmesi ticari bir faaliyetin olduğunu göstermekle birlikte iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olacağı açıktır.
Cezai müeyyide gerektiren yasaklanmış bir faaliyetin icra edilmesinin bu fiilleri icra edenler adına mükellefiyet tesis edilmesine engel olmayacağı da ortadadır.
3065 sayılı Kanunu'nun 9. maddesinin (2) işaretli bendine göre de belgesiz mal bulundurduğu hususunda kuşku bulunmayan davacının zımni olarak mükellef olduğu ancak kayıt dışı faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında icra ettiği ortadayken söz konusu madde hükmünün uygulanması suretiyle adına tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu edilmeksizin kesinleşmiş idari işlemler sonrası kurulan yeni idari işlemlere karşı açılan davalarda, sadece, yeni işlemin hukuka uygunluğu incelenebileceğinden kesinleşmiş hukuksal durumların incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Olayda, dava konusu ödeme emrine konu tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen dava açılmaması nedeniyle içerdiği katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi kesinleştiğinden, herhangi bir mükellefiyetinin olmaması nedeniyle adına tarhiyat yapılamayacağı yolundaki davacı iddiaları, ödeme emrine karşı açılan işbu davada incelenemeyecektir.
Bununla birlikte 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca adına özel tüketim vergisi salınması nedeniyle davacının mükellef yapıldığı hususu da gözönüne alındığında temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.