Esas No: 2017/3587
Karar No: 2021/11470
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 6. Daire 2017/3587 Esas 2021/11470 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/3587
Karar No : 2021/11470
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) ...
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Bakanlığı
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
3- … Belediye Başkanlığı
4- ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava; "Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parselde yer alan taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "spor tesis alanı" olarak ayrıldığı halde, davalı idare tarafından kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırmamak suretiyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 319.760,00 TL'nin .... Asliye Hukuk Mahkemesinde E:... sayı ile açılmış olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:…, K:... sayılı kararda; taşınmazı edinme tarihinden itibaren 2972 sayılı Kanunun geçici 11. maddesi uyarınca davalı idare tarafından kamulaştırılması gereken 5 yıllık sürenin dolmaması sebebiyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; dava konusu taşınmazla davacının mülkiyet bağının 22/05/2012 tarihli satış işlemiyle kurulduğu, sonrasında 31/05/2012 tarihinde .... Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminata konu davanın açıldığı, dolayısıyla 22/05/2012 tarihli satış işlemi sonucu mülkiyet sahibi olan davacı açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetin bir başka deyişle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun 3194 sayılı Kanunun 10.maddesinde yer verilen beş yıllık sürenin satıştan itibaren dolmaması sebebiyle gerçekleşmediği sonucuna varıldığı ve davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesiyle vurgulanan beş yıllık sürenin imar planlarının kesinleşmesinden ve yürürlüğe girmesinden sonra bu planı tatbik etmek için yapılacak beş yıllık programın ifası için tanındığı, beş yılın sonunda imar planı doğrultusunda kamulaştırma yapılmamış olması halinde taşınmaz bedelinin idareden istenilebileceği, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay yerleşik içtihatlarının da bu doğrultuda olduğu, dolayısıyla mülkiyet hakkının Anayasayı ve Uluslararası Hukuk kriterlerini ihlal eder şekilde kısıtlandığı iddia edilerek, davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın fonksiyonunun "Özel Spor Tesis alanı" olarak değiştirilmesine ilişkin İlçe Belediye Meclis Kararının, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi nce onaylandığı, plan değişikliğine askı süresinde itiraz edilmediği ve plan değişikliğinin kesinleştiği, dolayısıyla söz konusu taşınmaza özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanım amacı getirildiğinden bahisle ortada hukuki el atma nedeniyle ödenmesi gereken bir zararın bulunmadığı ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi Daire kararının bu gerekçeyle düzeltilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAF SAVUNMALARI : 1-Davacı tarafından; davalı idarenin temyiz isteminin usul ve hukuka uygun olmadığı belirtilerek reddi gerektiği savunulmuştur.
2- Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı tarafından; davacını temyiz isteminin usul ve hukuka uygun olmadığı belirtilerek reddi gerektiği savunulmuştur.
3- Diğer davalı idareler Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının hissedarı olduğu, "Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parselde yer alan taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "spor tesis alanı" olarak ayrıldığı halde kamulaştırılmadığı, bu nedenle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 319.760,00 TL'nin .... Asliye Hukuk Mahkemesinde E:... sayı ile açılmış olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli, Başvuru no:2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında; "Anayasa Mahkemesince 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayalı olan müdahalenin kanunilik ölçütünü taşıdığı değerlendirilmiş, ayrıca arazi ve arsaların düzenlemesi sırasında taşınmazın imar durumunun belirlenmesi yönündeki müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının bulunduğu açıklanmıştır (Orhan Sütlü, §§ 28-31). Ölçülülük yönünden yapılan değerlendirmede ise uyuşmazlığa konu taşınmazın sağlık alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan özel sağlık alanına dönüştürülerek taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğu ve söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediği vurgulanmıştır. Diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeple müdahalenin, içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu kabul edilmiştir (Orhan Sütlü,§§ 32-43).
Somut başvuruda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun, imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alındığında müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir." denilmiştir.
Yukarıda anılan 13/10/2020 tarihli, Başvuru no: 2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında Anayasa Mahkemesi, imar planında sağlık alanında olan taşınmazın sonradan imar planında özel sağlık alanına alınması durumunda taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğunu, söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediğini, diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğunu, ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmazın yer aldığı parselin "Özel Spor Alanı" kullanımına dönüştürülmesine ilişkin plan tadilatına yönelik Yenimahalle Belediye Meclisi 'nin 05/12/2011 tarihli, 968 sayılı kararının, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi 'nin … tarihli, ….. sayılı kararıyla onandığı ve 26/05/2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak bir aylık askı süresinin sonunda kesinleşerek yürürlüğe girdiği anlaşılmakta, değişikliğin işlendiği 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilişkin evrakın da dosyada yer aldığı görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, taşınmazına kamulaştırmasız el atılması suretiyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı ileri sürülse de; söz konusu taşınmazın kullanım amacının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "özel spor alanı" olarak değiştirilmesiyle, parselin sadece kamu eliyle yapılaşması zorunluluğunun ortadan kalktığı, taşınmaz üzerinde imar planıyla belirlenen koşullar dahilinde mülk sahipleri veya devir suretiyle 3. kişiler tarafından yapılaşmanın mümkün olabileceği, yani taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanımına imkan verildiği, bu nedenle, ortada imar planından kaynaklanan bir kısıtlılığın kalmadığı, dolayısıyla da hukuki el atma nedeniyle tazminat ödenmesine gerek kalmadığı, bu aşamada kamulaştırma yapılmasının hukuken mümkün olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların hissedarı olduğu taşınmaza özel mülkiyete konu edilebilecek şekilde kullanım amacı getirildiği, idare açısından kamulaştırma külfetinin kalmadığı ve davacının mülkiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde belirsiz bir süre ile kısıtlandığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz istemlerinin reddine, davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın kaldırılarak davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 14/10/2021 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Temyizi istenilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararının aynen onanması gerektiği düşüncesiyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.