Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1262
Karar No: 2021/3652
Karar Tarihi: 30.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1262 Esas 2021/3652 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1262 E.  ,  2021/3652 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, hile iddiasının ispatlanamadığı, satış akdinin tarafı olan davacının muvazaa iddiasında bulunmayacağı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


    -KARAR-

    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptığını, sağlık sorunlarının tedavisi için İstanbul’a yerleşmeye karar verdiğini, bu sebeple İstanbul’da bulunan maliki olduğu 1246 ada 69 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümde kiracı olarak ikamet eden dava dışı kızı Serpil ve damadı Sebahattin’den taşınmazı tahliye etmelerini istediğini, anılan kişilerin taşınmazı tahliden kaçınmaları üzerine aleyhlerine tahliye davası açtığını, bu sırada davalının, tahliye davasından feragat ettirdiğini, taşınmazın kendisine bağışlanması halinde tahliyesini sağlayabileceğini önermesi neticesinde taşınmazını aralarındaki anlaşma gereğince tahliyenin sağlanması şartıyla davalıya bağışadığını ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen davalının tahliye işlemini gerçekleştirmediğini, durumu sorduğunda tatmin edici bir cevap alamadığını, böylelikle bağışlamadan dönme koşulunun gerçekleştiğini ileri sürerek bağıştan rücu ile tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazı yurt dışından gelip taşınmak amacıyla babası olan davacıdan bedelini ödeyerek satın aldığını, bağışlamanın bulunmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın bağışlama amacıyla devredilmediği, taraflar arasında inançlı işlemin söz konusu olduğu ancak bu hususun yazılı delille ispatlanması gerektiği, hile iddiasının da ispatlanamadığı, akdin tarafı olan davacının muvazaa iddiasında bulunamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, hile iddiasının ispatlanamadığı, satış akdinin tarafı olan davacının muvazaa iddiasında bulunmayacağı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 1246 ada 69 parseldeki 9 nolu meskenini 27.08.2015 tarihinde oğlu olan davalıya 131.400,00 TL bedelle satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın akit tarihinde 450.000,00 TL, dava tarihinde 750.000,00 TL olduğunun keşfen saptandığı, davacının dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 23.01.2014 tarihinde dava dışı kızı Serpil ve damadı Sebahattin’e karşı kiralananın tahliyesi davası açıp 13.02.2014 tarihinde davasından feragat etti, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/61 Esas, 2014/86 Karar sayılı 13.2.2014 tarihli ilamıyla davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olayda, tanık beyanlarından, davacının maliki olduğu çekişme konusu bağımsız bölüme ilişkin tahliye davası açtığı ancak davalının taşınmazdaki kiracıyı tahliye ettirebileceğini söyleyip davacıyı tahliye davasından feragat ettirip taşınmazın kendi adına temlikini sağladığı, davacının satış iradesinin bulunmadığı, davalı tarafından hileye düşürüldüğü anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçe ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi