3. Hukuk Dairesi 2020/2201 E. , 2020/3763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; plastik imalat işi ile uğraştığını, davalı dağıtım şirketinin kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla hakkında tutanaklar tanzim ettiğini ve bu tutanağa bağlı olarak 432.634,44 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, ancak kaçak elektrik kullanmadığını, faturanın hesaplanma yönteminin usul ve yasalara aykırı olduğunu, 90 gün içerisinde davacı şirketin belirtilen elektrik enerjisini tüketmesinin fiziken mümkün olmadığını belirterek 432.634,44 TL bedelli elektrik faturasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile faturanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; yapılan denetimde davacının yer altından ek yaparak sayaç harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullandığını, davacı hakkında 15/02/2012 tarihli kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini ve yine aynı tarihte elektriğin saha dağıtım panosundan kesilerek mühürlendiğini, 16/02/2012 tarihinde yapılan denetimde de davacının iş yerinin mühür kırılmak sureti ile açıldığının görüldüğünü, yönetmelikler çerçevesinde hesaplama yapılarak fatura düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine yönelik hüküm Dairemizin 18/01/2016 tarihli, 2015/1595 Esas ve 2016/155 Karar sayılı ilamıyla, "Vardiya sayısının tespitinde dağıtım şirketi görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtlarının esas alınacağını, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgelerin göz önüne alınması gerektiği, bu nedenle davacı şirketin vardiya sayısının ve buna bağlı olarak çalışma saatinin belirlenmesi, ondan sonra bilirkişiden rapor aldırılması ve ayrıca tahakkuk bedeline kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden hesaplanması gerektiği" belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; kayıp kaçak, dağıtım, iletim perakende satış hizmet bedelleri eklenmeden hazırlanan bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne, davacının 20/02/2012 tarih 05032012 son ödeme tarihli Z/00000525 numaralı faturanın 432.634,44 TL bedelli elektrik faturasına ilişkin olarak 73.888,72 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiştir. Bu aşamada usulü kazanılmış hak müessesinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usulü kazanılmış hak olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin bozmaya uymasından, eş söyleyişle usulü kazanılmış hakkın doğmasından sonra o konuda yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak, hukukça değer taşımayacaktır. Bir başka ifadeyle, sonradan çıkan yeni kanunun, mahkemelerde ve Yargıtay’da görülmekte olan bütün dava ve işlere uygulanması, dolayısıyla usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, yeni kanun kapsamında inceleme yapılarak hüküm verilmesi gerekecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/10/2010 günlü 2007/5-11 E. 2010/541 K., 27/10/2010 günlü 2008/5-13 E. 2010/545 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.)
Nitekim, 17/06/2016 tarihli 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, artık usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, sonradan çıkan ve 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri uyarınca ek rapor alınarak kaçak tahakkuku noktasında; kayıp kaçak, dağıtım, iletim, psh bedeli hariç fonsuz birim fiyat üzerinden değerlendirme yapılması; ek tahakkuk hesabında ise normal tüketim hesabı yapılarak sonuca ulaşılması, buna göre kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve psh bedeli dahil giydirilmiş birim fiyat üzerinden belirleme yapılarak hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.