
Esas No: 2016/16933
Karar No: 2019/14416
Karar Tarihi: 27.06.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/16933 Esas 2019/14416 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içerisinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının davalı işverende çalıştığı hizmet süresi ve iş sözleşmesinin nasıl sona erdiği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, davalıya ait işyerinde 15.07.2007-30.06.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesine haklı bir neden olmadan işverence 30.06.2014 tarihinde son verildiğini iddia etmiştir. Davalı ise davacının çalışmasının 15.07.2007-31.08.2010 tarihleri arasında olduğunu ve iş sözleşmesinin 31.08.2010 tarihinde emeklilik nedeniyle son bulduğunu savunmuştur. Mahkemece, iş sözleşmesinin 30.06.2014 tarihinde işverence haklı bir neden olmadan sonlandırıldığı kabul edilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Davacı tanık olarak ... ve ..."i dinletmiştir. Bu tanıklardan..."in çalışması 2009 yılında sona ermiş olduğundan davacının 2014 yılına kadar çalışıp çalışmadığını bilebilmesi mümkün değildir. Diğer davacı tanığı ... ise; davacının 2014 yılına kadar çalıştığını ifade etmiş ise de bu tanığın davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışmadığı, sadece davacı gibi kamyon şoförü olduğu ve davacı ile yollarda karşılaştığını beyan ettiği dikkate alındığında tek başına bu tanığın beyanı ile davacının emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ettiğinin kabulü mümkün değildir. Öte yandan davalı tanıkları da davacı ile birlikte çalışmadıklarını ifade etmişlerdir. Dosya içerisinde davacının iş sözleşmesinin 30.06.2014 tarihine kadar devam ettiğini gösteren bir başka delil de bulunmamaktadır. SGK"da kayıtlı çalışma 31.08.2010 tarihinde son bulmuştur.
Şu halde, davacının iş sözleşmesinin davalının da kabulünde olduğu üzere 31.08.2010 tarihinde emeklilik nedeniyle son bulduğu, davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı, kıdem tazminatının ise 31.08.2010 tarihine kadar ve bu dönem ücreti üzerinden hesaplanması gerektiği kabul edilmelidir.
Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, davacının haftanın 6 günü ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre günde 9 saatten fazla çalışamayacağı kabul edilerek haftada 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ne var ki; davacı tanıklarından ..., az yukarıda ifade edildiği üzere davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışmamaktadır. Beyanının tek başına hükme esas alınması mümkün değildir. Diğer davacı tanığı ... ise 2009 yılına kadar davacı ile birlikte çalışmış olup çalışmanın haftanın 5 günü sürdüğünü beyan etmiştir. Bu tanığın beyanından davacının fazla çalışma yaptığı sonucuna varılamamaktadır. Davalı tanıkları ise davacı ile birlikte çalışan işçiler olmayıp, davacının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyerindeki çalışma düzenini anlatmışlardır. Dolayısıyla bu tanıkların beyanı ile de sonuca gidilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacının çalışma süresi boyunca fazla çalışma yaptığını yöntemince ispatlayamadığı sonucuna varıldığından, Mahkemece yöntemince ispatlanamayan fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddi yerine kabulü hatalı bulunmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.