11. Hukuk Dairesi 2019/3789 E. , 2019/6443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
(İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti"nce verilen 07.02.2019 gün ve 2019/İHK-285 sayılı karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği (ilk derece mahkemesi sıfatıyla) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nin 2019/2 E. -2019/2 K. sayılı EK kararın yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına davalı ... aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptıkları 17/05/2018 tarihli başvuru neticesinde verilen 2018 E. 39606 ve K-2018/71878 nolu karara karşı 12/11/2018 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazda bulunduklarını, itiraz sonucu verilen 2018.i.11489, 2018/İHK-285 nolu başvurunun reddine dair kararının TTK 1474 ve Genel Şartlar gereğince sigortalının avukatına ilişkin harcamalarının poliçe kapsamında olduğu gerekçesiyle iptali gerektiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 07.02.2019 tarih ve 2019/İHK-285 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK"nın 439. maddesi gereğince iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, itiraz hakem heyetince verilen başvurunun reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, poliçede hukuksal koruma teminatının yer almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; sigorta sözleşmesinde doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun uygulama önceliği olduğu, 5684 sayılı Kanun"un 30/12. maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonunca belirli istisnalar dışında 40.000,00 TL"ye kadar verilen kararların kesin olduğu, dava değerinin ise 15.000.- TL olup kesin olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiş, mahkemece kararın kesin olduğu ve temyizinin mümkün olmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili bu kez 11.07.2019 tarihli ek kararı süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Dava Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesince, miktar itibariyle kesin olan Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararına karşı iptal davası açılamayacağı ve Hakem Kararının temyizinin kabil olduğu gerekçesiyle dava red edilmiş olup, davacı vekilinin temyiz istemi 11.07.2019 günlü ek kararla "kesinlik" nedeni ile red edilmiştir.
HMK 361/1 maddesinde hiçbir sınırlama getirilmeksizin hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararların temyizinin kabil olduğu düzenlenmiştir.
Yasal düzenlemeye rağmen İlk Derece Mahkemesince ek kararla temyiz isteminin reddedilmesinde isabet bulunmadığından 11.07.2019 günlü ek kararın kaldırılarak 14.06.2019 günlü asıl kararın temyiz incelemesinde; 5684 sayılı Yasa"nın 30/12 maddesinde miktar itibariyle getirilen sınırlama Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının temyizinde söz konusu olup, Hakem Kararının iptali istemi ile açılan davada, bu konuda açık bir hüküm bulunmadığından sınırlamadan söz edilmesi mümkün değildir. Bölge Adliye Mahkemesince Hakem Kararının kesin olduğundan bahisle iptal davası açılmayacağına ilişkin kabul ve gerekçe yerinde olmamakla birlikte, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararlarına karşı ancak temyiz yoluna gidilebileceğine ilişkin gerekçe yasal düzenlemelere uygun bulunduğundan, açıklanan bu gerekçeye göre doğru olan Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2019 günlü kararına yönelik temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin 11.07.2019 günlü Bölge Adliye Mahkemesi ek kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA, davacı vekilinin 14.06.2019 günlü asıl karara yönelik temyiz isteminin reddi ile asıl kararın HMK 370/1 maddesi gereğince ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.