11. Hukuk Dairesi 2018/992 E. , 2019/6445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/12/2016 tarih ve 2014/1239 E.- 2016/560 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/664 E.- 2017/697 K. sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.10.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... ile asıl davada davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin uluslararası ticaretle iştigal eden bir firmanın müdürü olduğunu, davalının ise deniz taşımacılık faaliyeti yürüttüğünü, müvekkiline ait yurt dışından getirilmesi gerekli bazı malzemeler için taraflar arasında şifahi anlaşmaya varıldığını ve bu sözleşme kapsamında davalıya 50.000,00 USD ödemede bulunulduğunu, ancak davalının müvekkiline herhangi bir taşıma hizmeti sunmadığını, ödemenin bedelsiz kaldığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacının yetkili tasfiye memuru olduğu dava dışı Gülcem Denizcilik Taşımacılık Limited Şirketi ve Güneş Samsun Motorlu Araçlar Limited Şirketi arasında varılan sözleşme gereğince müvekkilinin 18 adet konteyner emtianın deniz yoluyla taşınmasını üstlendiğini, bu nedenle davacının şahsi hesabından müvekkiline dava konusu ödemeyi yaptığını kalan bedelin ise adı geçen dava dışı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkilinin taşıma işini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı şirket vekili, taraflar arasında müvekkili şirkete ait yurt dışından getirilmesi gerekli bir malzeme için şifahi taşıma sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin banka hesabına avans olarak ödeme bulunulduğunu, ancak davalının taşıma hizmeti vermediğini, karşılıksız kalan ödemenin de iade edilmediğini, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşıma edimini yerine getirdiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı şirket tarafından dava dışı Gülcem Denizcilik Limited Şirketi ve davacı Güneş Samsun Motorlu Araçlar Limited Şirketi arasında deniz taşıması konusunda şifahi olarak anlaşma yapıldığı ve bu doğrultuda dava konusu ödemelerin yapıldığı, taşıma taahhüdünün yerine getirildiği savunulmuş ise de taşıma belgelerinde alıcı ismi olarak dava dışı Yıltaş Petrokimya Limited Şirketinin gösterildiği, ayrıca davalının ticari defterlerinde taşıma taahhüdünün yerine getirildiğini gösteren navlun fatura kaydına rastlanılmadığı, bu nedenle davalının taşıma edimini yerine getirdiğini ispat edemediği, kendi ticari defterlerinde davacılar adına borçlu olarak göründüğü ve her ne kadar davacı... tarafından yapılan ödemenin Gülcem Denizcilik adına yapılmış ise de bu ödemeyle ilgili olarak davalının ticari defterlerinde davacı... adına alacak kaydının yapıldığı, bu nedenle adı geçen davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kanaatine varıldığı, birleşen dava yönünden davalı borçlunun temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına, birleşen davanın kısmen kabulüne, itirazın 156.800,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktara takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davacı şirket lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş; bu karara karşı asıl ve birleşen davanın davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, asıl davada dava konusu ödemenin davacı tarafından ortağı ve tasfiye memuru olduğu dava dışı Gülcem Denizcilik Ltd. Şti. adına yapıldığının kabulü gerektiği, asıl davaya konu ödeme yönünden davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu asıl davadaki kararının düzeltilerek Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; asıl davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine, kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan asıl davada verilen hükme yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Birleşen davada davacı, yurt dışından ithal edilen emtianın deniz yoluyla taşınması amacıyla davalı taşıyıcı şirketle varılan şifahi sözleşme gereğince davalıya avans ödemesinde bulunulduğunu, ancak davalının taşıma edimini ifa etmediğini, karşılıksız kalan ödemenin iade edilmediğini iddia ederek karşılıksız kalan ödemenin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptalini istemiş, asıl ve birleşen davanın davalısı, taşımanın ifa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davalının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davalıya bu hakkını hatırlatması gerekmektedir. Somut olayda, davalı taraf iddiasını ispat için delil listesinde yemin deliline dayandığına göre, davalıya yemin hakkı hatırlatılıp neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün birleşen davada davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
3) Bozma sebep ve şekline göre, birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre, birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin her iki davada davacılardan alınarak ayrı ayrı davalı .... Şti."ye verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davada davalıya iadesine, alınmadığı anlaşılan 44,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacıdan alınmasına, 10/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.