8. Hukuk Dairesi 2015/21452 E. , 2017/7523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, 58 ada 9 sayılı parselin ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, 40 yılı aşkın süreden beri vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, Hacer’in 40 yılı aşkın bir süreden beri bilinmediğini, kaydına ve adresine rastlanılmadığını, mirasçılarının da bilinmediğini açıklayarak Hacer adına bulunan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...’e kayyım tayin edilen ... Defterdarlığını temsilen vekili Av. ... davanın reddine karar verilmesini savunmuştur
Mahkemece, bozmadan önce; "sahibi belli olmayan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verilmesi üzerine, hüküm Daire"nin 17.05.2012 tarihli ve 2012/2355 E. 2012/4403 .... sayılı ilamı ile " ...kayıt malikinin sağ olup olmadığı, ölmüş ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı konularında hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan doğrudan kayıt malikine ... Defterdarı kayyım tayin edilmek suretiyle davanın yürütülmesine çalışıldığı, öncelikle kayıt maliki ...’in sağ olup olmadığının belirlenmesi, sağ ise açık adresinin tespiti sonucu dava dilekçesi ile Daire ilamının kendisine tebliği, sağ olup açık adresinin tüm araştırmalara rağmen saptanamaması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun diğer hükümlerinin uygulanmasına çalışılması, ölmüş ise, veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, alınacak veraset belgesine göre, mirasçılarının bulunması halinde davanın kendilerine yöneltilmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülmesi gerektiği, yine TMK.nun 713/2. maddesi gereğince açılan davaların nitelikleri gereği, mirasçı bırakmadan kayıt maliki ya da malikleri ölmüş ise, TMK.nun 501. maddesi uyarınca son mirasçının Devlet olması nedeniyle Hazineye davanın yöneltilmesinin düşünülmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile dava konusu 58 ada 9 parselin tapu kaydının iptali ile tamamı 64 pay kabul edilerek 27/64 payının davacı ... adına, 12/64 payının dahili davalı ... Dalkılınç (Kayaman), 3/64 payının dahili davalı ..., 3/64 payının dahili davalı ... Dalkılınç(Oskan), 3/64 payının dahili davalı ... Dalkılınç (Polat), 16/64 payının dahili davalı ... adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2. fıkrasında, “…maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan…” hukuki sebebine dayalı tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle TMK.nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. ..... 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden,; davacı vekili tarafından ..."in 58 ada 9 parsel sayılı taşınmazda malik olduğunu ve kim olduğunun tespit edilemediğini belirterek malik adına kayyum atanması talebi ile tapu iptal ve tescil davasının açıldığı, kayıt malikine ... Defterdarı kayyım tayin edilmek suretiyle davanın yürütüldüğü, kayıt malikinin kim olduğunun bilinmediği gerekçesi ile davanın kabul edildiği, kayyum vekilinin temyizi üzerine, hükmün Dairece, kayıt malikinin sağ olup olmadığı, ölmüş ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı konularında hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan doğrudan kayıt malikine ... Defterdarı kayyım tayin edilmek suretiyle davanın yürütülmesine çalışıldığı gerekçesi ile bozulduğu, bozma üzerine yeniden yapılan yargılama aşamalarında; mahkemece, davacı vekiline kayıt malikinin veraset ilamını alması için yetki ve süre verildiği,davacı vekilince ..... veraset ilamının hasımsız olarak alındığı ve dosyaya sunulduğu, mirasçıların davaya dahil edildiği, davaya dahil edilen mirasçılardan ..., ...., ..."ın 5.11.2013 tarihli duruşmada, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesi şartıyla davaya bir itirazlarının olmadığını bildirdikleri, bu arada tapu kayıt maliki Hacer hakkında verilmiş kayyumluk kararının kaldırıldığı, Mahkemece,.... adına olan tapu kaydının iptali ile .....in kabul eden mirasçılarının paylarının davacı adına, diğer hisseler yönünden ise kayıt malikinin diğer mirasçıları adına tapuya tescile karar verildiği ve davacı vekilinin kabul edilmeyen diğer paylar yönünden hükmü temyiz ettiği anlaşılmaktadır.
Yine; dava konusu 58 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesis kadastrosu ile 1.1.1990 tarihinde tapuya tescil edildiği, tapu kaydında ......in soyadının yazılı olmadığı anlaşılmıştır.
Tapu sicilinin düzenlenmesinden ve tutulmasından ... sorumlu olduğundan, yine usulüne uygun olarak tutulmayan tapu sicilinden kaynaklanan tazminat davaları da ... aleyhine açılacağından, bu tür davalar başlangıçta ... aleyhine açılır. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında tapu malikinin mirasçılarının belirlenmesi durumunda o kişi ya da kişiler aleyhine, mirasçı bırakmadan öldüğünün tespit edilmesi durumunda ise; TMK 501. madde uyarınca dava ..."ye yöneltilerek yargılamaya devam olunur.
Somut olayda; bilinmeme nedenine dayanılarak dava açıldığı halde, ... yerine davanın kayyuma yöneltilmesi usul hukukuna aykırıdır. Yargıtay"ın ve Daire"nin kökleşmiş uygulamaları bu yöndedir. Taraf sıfatı HMK"nun 114/d maddesinde düzenlenmiş olup dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur. Kamu düzenine ilişkin bulunan taraf sıfatı, aleyhe bozma yasağı kapsamı dışındadır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle mahkemece davanın Hazineye yöneltilmesi, bildirilmesi halinde delillerin toplanarak tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava şartı göz ardı edilerek henüz davada taraf olup-olmadığı dahi sabit olmayan ...."ın kabul beyanları esas alınarak davanın kısmen kabülüne karar verilmesi usul ve yasaya aykrıdır.
Kaldi ki; elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmaz ile ilgili bir mirasçının kabulü olsa dahi diğer mirasçıları bu kabul bağlamaz.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.