3. Hukuk Dairesi 2020/1486 E. , 2020/3846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Öğretmenim Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı kurum tarafından tebliğ olunan 13.06.2014 tarihli yazı ile ... adına düzenlenen 26.01.2012 tarihli reçetenin adı geçen tarafından yazdırılmadığı, o gün hastaneye giriş yaptırıldığı ancak reçete yazdırılmadığı; ... adlı kişinin reçetesinden dolayı ilaç katılım payı, muayene ücreti ve fiyat farkının ödenmediği; ... isimli hastaya ait reçete arkasındaki imzanın kendisine ait olduğu, fakat ilaçlar için elden ödemesi gereken tutar farkının eksik alındığı; ... isimli hastanın adına düzenlenen reçetenin iptal edilmesini istediği halde eczanenin iptal etmediği gerekçeleriyle 2 adet reçete ile ilgili olarak 1. kez uyarılmasına, ilaç katılım paylarını almamasından dolayı 1. kez uyarılmasına, bir fatura dönemi içerisinde birden fazla reçeteden dolayı cezai şart bedeli ile cezalandırılmasına ve 5 adet reçete bedelinin tahsiline karar verildiğinin bildirildiğini, yapılan işlemin kanaate dayalı olduğunu, sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmediğini ileri sürerek, uygulanan kurum işleminin tümü ile iptalini, kurum tarafından tahsil edilen cezai şart ve reçete bedelinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13.H.D.nin 14/05/2018 tarih ve 2015/38130-2018/5741 E/K sayılı ilamı ile, davacının her bir talebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile, davalı idarenin 13.06.2014 tarih 3074591 sayılı işleminin iptali ile 5 adet reçete bedeli 2.729,78 TL ile yine 5 adet reçete bedeli için 5.301,58 TL cezai şart bedelinin iptaline ve toplam 8.031,36 TL alacağın 11.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kurum işleminin iptali istemine ilişkin olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu yapılan hususlarla ilgili olarak şikayet dilekçesi dışında başkaca somut delil bulunmadığı, eczane çalışanlarının fark ödemediklerini beyan etmesi karşında davacının maaştan kesinti yaptığını savunmasının yerinde olduğu ayrıca çalışan ... hakkında açılan hakaret davasının davacı lehine sonuçlandığını ve çalışanın ceza aldığını söz konusu karardan sonra şikayette bulunulmuş olduğunu da değerlendirerek cezai şart tahsiline ilişkin işlemlerin yerinde olmadığı kanaati bildirilmiş, mahkemece şikayete konu eylemler ile ilgili olarak uygulanan cezai şartların hukuki bir dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davaya konu cezai işlemin, davalı kuruma yapılan şikayetler üzerine davalı kurum görevlilerince gerçekleştirildiği, cezanın ise ifadelerine başvurulan hastaların beyanları üzerine tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından yapılan soruşturma kapsamında ifadeleri alınan hastalardan ..., 26.01.2012 tarih ve RFKDCI işlem numaralı reçeteyi kendisinin yazdırmadığını, o tarihte hastaneye giriş yaptığını ama reçete yazdırmadığını, reçete de yer alan ilaçları temin etmediğini belirtmiş, ... ilaç katılım payı, muayene ücreti ve fiyat farkını ödemediğini, ... ise, fark ücretinin tamamını ödemediklerini ifade etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan raporda ise bu ifadeleri veren hastaların eczane çalışanları olduklarını ve davacının maaştan kesinti yaptığı savunmasının yerinde görüldüğü belirtilmiş ise de dosya kapsamından buna ilişkin somut araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve uyuşmazlığın maddi vakıaya ilişkin olup, tanık dinlenmesinin de mümkün olduğu gözetilerek, tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde, konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle, cezai işleme konu sözleşme maddeleri tek tek değerlendirilerek ve protokol değişiklikleri dikkate alınarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve açıklayıcı olacak şekilde somut verilere dayalı rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.