Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2815
Karar No: 2019/6293

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2815 Esas 2019/6293 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/2815 E.  ,  2019/6293 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/11/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili ......geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı dava dilekçesinde ve duruşmada özetle; ......parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının .....Hukuk Mahkemesinin 2012/20 E. - 2012/116 K. sayılı ilamı ile taşınmaz ifraz edilerek 264, 265 ve 266 parsel numaralarını aldığını, bu parsellerden 265"in tamamının tapusunun 226 ve 264 parselin bir kısmının tapusunun iptal edildiğini ve tescil dışı bırakıldığını, müvekkillerinin mağdur olduğunu, ......parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu 265 parsel sayılı taşınmazın tamamı için şimdilik 2500.-TL, 266 parsel sayılı taşınmazın 11.065 m2"si için şimdilik 5500.-TL ve 264 parsel sayılı taşınmazın 4564 m2"si için şimdilik 2000.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunduğunu belirterek bu yönde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 08/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 157.052,73.-TL"ye arttırmış ve ıslah harcını da yatırmış, dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuştur.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 264 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın kabulü ile; 37.822,68.-TL"nin 31/07/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu ve miras payları oranında davacılara verilmesine,
    266 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın kabulü ile; 85.484,05.-TL"nin 31/07/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tapu ve miras payları oranında davacılara verilmesine,
    265 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan Davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine dairenin 23/11/2017 gün ve 2016/391 E. - 2017/9870 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, dava konusu taşınmazların kadastro sonucu davacılar ve murisleri adına tapuya kaydedildiği, daha sonra tapu iptal davası sonucu taşınmazların orman olduğundan bahisle tapusunun iptal edildiği, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal ve tescil ilamının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 25/07/2014 tarihi esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
    Yine hükme dayanak yapılan raporda çekişmeli taşınmazlarda yer alan, emek sarfedilmek sureti ile yetiştirilmeyen, doğal yollarla oluşan orman ağaçlarının mütemmim cüz olarak kabul edilip, ağaçlarının değerinin gelir metodu ile kullanılmak sureti ile belirlenen arazi değerine eklenmesi ve tek ziraat bilirkişisinden alınan rapora göre hüküm kurulması,davacılar arasında Yer Alan tapu maliki ...’nın dava açıldığı tarihte ölü olmasına ve mirasçılarınında davaya katılımları bulunmamasına rağmen mahkemece bu husus dikkate alınmadan belirlenen tazminatın miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmiş olması ve ...’nın davada taraf olarak gösterilmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde, çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak, taşınmazların sulu-kuru olup olmadıkları, bitki örtüsü, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek tarla niteliği itibariyle, çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle ilçe tarım müdürlüğü verilerine göre değerlerinin tespit edilmesi, bu şekilde davacılar adına kayıtlı olup mahkeme kararı ile tapusu iptal edilen taşınmazların zemin değeri esas alınarak dava açan tapu sahiplerinin miras paylarına göre gerçek zararının saptanması gerekirken, dava tarihinin esas alan tek ziraat bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılması ve taşınmazlar üzerindeki ağaçların doğal yollarla yetişmiş orman ağacı olmasına rağmen belirlenen zemin değerine ağaç değerinin eklenmesi sureti ile bulunan tazminata hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.” hususlarına değinilmiştir. Taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile; 109 ada 23 parsel (eski 264) için 20.035,95.-TL, 109 ada 21 parsel (eski 266) için 48.575,35.-TL"nin 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıların tapu ve miras payları oranında davacılara ödenmesine, 109 ada 22 parsel (eski 266) yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından Otluk mahallesi 132 parselin 1967 tarihinde yapılan tapulama çalışmasında ... ve Arkadaşları adına hisseli olaral tespit ve tescil edildiği, 1997 yılında üç parçaya ifraz edilerek 264 parselin 19155 m2 yüzölçümü ile, 265 parselin 5200 m2 yüzölçümü ve 266 parselin 13445 m2 yüzölçümü ile aynı hisselerle tescil edildiği, 265 parselin satış ve tevhit yoluyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına 06/03/1997 tarihinde tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu ... Mahkemesinin 2012/20 E. - 2012/116 K. sayılı kararıyla 265 parselin tamamen, 264 parselin ise 4374 m2"lik kısmının, 266 parselin ise 11.065 m2"lik kısmının tapu malikleri adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve hükmün 04/04/2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 31/07/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, 264 ve 266 parsellerin tapu maliklerinden ..."nın dava tarihinden önce 26/07/2010 tarihinde ölmüş olması ve bozma ilamından sonra dahi mirasçıları tarafından açılmış bir davaları bulunmamasına göre bu kişinin mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
    Yine, bozma ilamında tapu iptal kararının kesinleştiği 25/07/2014 tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması ve çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan 2014 yılına ait çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra net gelire göre taşınmazların değerinin belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece 2013 yılı verilerine göre bulunan değerin 2014 yılına endekslenerek değer tespiti yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu haliyle taşınmazların değerinin yöntemine uygun şekilde belirlendiği söylenemez. Ayrıca yargılama sırasında yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi ile yenileme çalışması yapılmış olduğu halde tazminata konu taşınmazların yenileme sonrası oluşan tapu kayıtları getirtilmediğinden bilirkişi raporu denetlenememektedir.
    O halde; mahkemece, öncelikle tazminata konu taşınmazların 22/2-a uygulaması ile oluşan tapu kayıtları ve 2014 yılına ait çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra net gelire göre taşınmazların tapusu iptal edilen kısımlarının değerinin ve davacıların hisselerine düşen miktarların belirlendiği ek rapor alınarak, tapu maliklerinden ...’nın davada taraf olmadığı da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Ayrıca davacılar hem dava dilekçesinde, hem de ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz isteminde bulunduğu halde, mahkemece taleple bağlılık ilkesi aşılarak tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeniyle duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.037,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/11/2019 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi