10. Hukuk Dairesi 2013/21495 E. , 2014/18287 K.
"İçtihat Metni"... adına Av. ... ile 1-... İnş. Gıda ve Tic. Ltd. Şti. adına Av. ... 2-... 3-... Mim. İnş. ve Tic. San. Ltd. Şti. 4-... aralarındaki dava hakkında ... 12. İş Mahkemesi sıfatıyla verilen 28.06.2013 günlü ve 2009/886-2013/546 sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davacı avukatınca ve davalılardan ... tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Davalı ... vekilinin 20.8.2013 günlü temyiz dilekçesinin harcının; nisbi harç yerine maktu harç yatırılmak suretiyle eksik yatırıldığı anlaşılmaktadır.
“Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması halinde, karar veren Hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.”
Davada ise, yukarıda sözü edilen yasa ve İçtihadı Birleştirme Kararı hükmüne aykırı olarak hükmü temyiz eden davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Böyle olunca da, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, şayet temyiz dilekçelerinin reddi/ redleri yönüne gidilirse davalı ... vekiline tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmek;
2-Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde,
muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.”;
Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen fıkra da gözetildiğinde, 7201 sayılı Kanunun 21. maddesinde, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.”;
Gıyabi hükmün, davalılardan ..."e Tebligat Kanununun 21. maddesi gözetilmeksizin, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olması usulsüz olup; Mahkemece, gıyabi hükmün adı geçen davalılara usulünce tebliğ edilerek;
Yukarıda belirtilen davalı yönünden, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesindeki düzenleme gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek ;
3-Davalılardan ... İnş. Gıda ve Tic. Ltd.Şti vekili olarak gıyabi hükmün tebliğ edildiği Av. ..."ın anılan davalı vekili olduğunu gösterir vekaletname veya yetki belgesinin aslı ya da onaylı örneğinin olmadığı anlaşılmakla;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77. maddesi gereğince, anılan vekile vekaletname ibrazı, aksi takdirde adı geçen davalı asile yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile bildirmesi için kesin süre içerir muhtıra tebliğ edilip, ibrazı halinde
dosyanın aynen, aksi halinde hükmün, davacıya yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine,23.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.