8. Hukuk Dairesi 2016/4238 E. , 2017/7559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.05.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vek. Av. ... ve karşı taraftan ... bizzat ve vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, anlaşmalı boşanma dosyasında mahkemece de onaylanan ve hükümde belirtilen protokole dayanarak, protokol gereği davacının hissesinin (taşınmazın değerinin 1/2"si 55.000 TL"nin) boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın tümünün ortak mallardan olmadığı, 2/3 payın babasından bağış ile geldiğini, protokole göre malların nerede ise tamamının davacıya verildiğini, dava konusu taşınmazın 1/3 payından davacı hissesine düşen paranın (15.000 TL) tanıklar huzurunda davacıya ödendiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 54.200.00 TL"nin 26.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 24.02.2015 gün ve 2014/16757-2015/4903 sayılı ilamıyla "...davacının protokol sebebiyle davalıdan isteyebileceği alacak miktarının davalı adına kayıtlı 1/3 pay değeri dikkate alınarak değerlendirilmesi ve 1/3 payın davacıya düşen yarısına tekabül eden miktarın davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunda ispat bakımından davalıya süre ve imkan tanınması, protokol tarihinde tarafların halen evli oldukları da gözetilerek tanıkla ispatın da mümkün olduğunun dikkate alınması, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra, 1/3 payın yarı bedelinin davalı tarafından davacıya ödendiğinin tespit edilmesi halinde davacının davasının reddine, ödenmediğinin tespit edilmesi halinde ise 1/3 payın yarı bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, protokolde yer almadığı anlaşılan taşınmazın 2/3 payının da hesaplamada dikkate alınması, diğer yandan davalıya hissesinin karşılığının ödendiği savunmasını ispat bakımından imkan tanınmaması ve bu suretle savunma hakkının da kısıtlanması doğru olmamıştır." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Davacı vekili tarafından başvurulan karar düzeltme isteğinin Daire reddine karar vermiştir.
Bozma sonrası yaplan yargılama neticesinde, Mahkemece, davacının protokol sebebiyle davalıdan isteyebileceği alacak miktarı olarak, davalı adına kayıtlı 1/3 pay değeri olarak dikkate alınmış, 1/3 payın davacıya düşen yarısına tekabül eden miktarın davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunda davalı tanıkları dinlenmiş ve dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak 1/3 payın yarı bedelinin davalı tarafından davacıya ödendiği kanaatine varılarak protokol tarihinde tarafların halen evli oldukları da gözetilip, tanıkla ispatın mümkün olması da dikkate alınarak davacının davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Reddedilen miktar toplam 55.000,00 TL olup, kararın verildiği tarih itibariyle geçerli AAÜT"ne göre davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti 6.350,00 TL iken, hatalı değerlendirme ile 6.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının HUMK"nun 438/7. (HMK. m.370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 nolu bentte gösterilen nedenler ile vekalet ücretine ilişkin olarak hükmün 3.fıkrasındaki "6.400,00 TL" ibaresinini hükümden çıkarılmasına, yerine "6.350,00 TL" ibaresinin yazımasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.