9. Hukuk Dairesi 2015/35470 E. , 2019/5897 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirket emrinde 08/05/2009 tarihinden itibaren belirsiz süreli hizmet akdi ile ilk olarak gece bekçisi, traktör şoförü ve güvenlik olarak daha sonra da kantar görevlisi, ocak sorumlusu ve en son şantiye alt yapıda çalıştığını, müvekkilinin hak etmiş olduğu fazla mesai, hafta tatili çalışma ücretleri ve diğer işçilik ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle 17/04/2014 tarihinde noter kanalıyla ihtarname çekerek iş akdini haklı ve tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilinin haftalık 45 saat çalışma süresini geçmesine rağmen kendisine fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, davalı işyerinde 2010-2012 yılları arasında hafriyat döneminde pazar günleri çalıştığını, diğer zamanlar pazar çalışması yapmadığını, ayrıca müvekkilinin tüm resmi tatiller ve ulusal bayramlarda çalıştığını, dini bayramlarda ise arife günü tam gün çalıştığını, 2013 yılı ve sonrası hariç olmak üzere tüm dini bayramlarda vardiya usulü 1 gün çalıştığını, bakiye yıllık izin alacağının ve asgari geçim indirimi alacağının ödenmediğini, müvekkilinin en son 1.500,00 TL net ücret aldığını iddia ederek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdini haklı nedenle fesih koşullarının oluşmadığını, bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, davacının imzasını taşıyan ücret bordrolarında fazla çalışma alacaklarının ödendiğinin görülmesi nedeniyle yazılı delile dayanılması gerektiğini, ayrıca davacının tüm hak edişlerinin banka kanalıyla yapılması nedeniyle fazla çalışma iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davacının genel tatil, asgari geçim indirimi ile hafta tatili alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin asgari geçim indirimi alacağının ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, T.C. Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, işveren tarafından davacıya ait bir kısmı imzalı ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu ve sunulan bordroların bazılarında asgari geçim indirimi tahakkuku olduğu, banka kayıtlarına göre ise bazı aylarda davacıya asgari geçim indirimi dahil bordrolarda yazılı net tutarın ödendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, 2011 yılından itibaren sunulan bordrolarda asgari geçim indirimi tahakkuku olmadığı belirlemesi yapılarak talep kabul edilmiş ise de, dosyadaki bordrolar incelendiğinde 2011 yılından sonrasına ilişkin bordroların bir kısmında da asgari geçim indirimi tahakkuku olduğu görülmektedir. Ancak bordrolarda asgari geçim indirimi tahakkuku olan aylar ile tahakkuk olmayan aylarda sonuç ücret aynıdır.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle bordrolar ve ödeme kayıtları incelenerek bordrolarda asgari geçim indirimi tahakkuku olan ve olmayan aylar da sonuç ücretin aynı olmasının sebebi açıklığa kavuşturulmalı, sonrasında da varılacak sonuca göre talep değerlendirilmelidir. Eksik inceleme sonucu ve hatalı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi isabetsizdir.
3-Hafta tatili ücretinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde, davalı işyerinde 2010-2012 yılları arasında hafriyat döneminde pazar günleri çalıştığını, diğer zamanlar pazar çalışması yapmadığını iddia ederek hafta tatili ücreti talebinde bulunmuştur.
Bilirkişi tarafından davacının her yıl Mayıs ve Ekim ayları arasında hafta tatillerinde çalıştığı belirlemesi yapılıp buna göre hafta tatili talebi hüküm altına alınmıştır.
Davacının talebi 2010-2012 yılları arasında çalıştığı şeklinde olduğu halde, HMK’nın 25. maddesine aykırı şekilde maddi vakıa ile bağlılık ilkesi dikkate alınmadan, talep aşılarak tüm çalışma süresi için hafta tatili hesabı yapılması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 18/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.