9. Hukuk Dairesi 2018/7939 E. , 2019/5907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 32. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette kalite bölümünde kalite elemanı olarak çalışırken 23/08/2016 tarihinde hiçbir gerekçe yok iken haksız ve hukuka aykırı bir şekilde işine son verildiğini, sağlık sorunları bahane edilerek iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin sağlık sorunlarının tedavisi mümkün olmayan sağlık sorunları olmadığını, gösterilen gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin birden bire işsiz kalmasının kendisi ve ailesini zor durumda bıraktığını iddia ederek; davacının iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine, boşta geçen sürelere ilişkin olarak 4 aylık brüt maaşı ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin ve işe iadesinin gerçekleşmemesi halinde 8 aylık brüt maaşı tutarında tazminatın davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette 22.11.2011 tarihinden itibaren kalite elemanı olarak çalışmakta iken 23.08.2016 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-b bendi gereğince iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, somut olayda iş akdinin davacının düçar olduğu mesleki nitelikte olmayan karışık anksiyete ve depresif bozukluk rahatsızlığı sebebiyle 4857 sayılı Kanun"un 25/II-b bendine uygun olarak feshedildiğini, feshin hukuken geçerli olduğunu, davacının işe başlarken gösterdiği özenli tavrı işin devamı sırasında sağlık problemleri sebebiyle gösteremez duruma geldiğini, davacının çalıştığı kalite bölümünün konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, tahammülsüzlük, uykusuzluk gibi uyum sorunlarını tolere edebilecek bir birim olmadığını, bu birimde çalışan kişilerin işlerini ifa sırasında yaptıkları en ufak bir hatanın müşteri şikayeti olarak müvekkili şirkete yansıtılmakta olduğunu, davacının çalıştığı ortam şartları ve çalışma koşullarından sürekli şikayet ettiğini, işin kendisi tarafından yapılamama sebebi olarak da "üretim çalışanlarını ve vardiya amirlerini" hedef gösterdiğini, davacının kendi vardiyasındaki arkadaşlarına ve amirlerine yaptığı öfkeli çıkışların olduğunu, davacının iş akdinin feshinin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, 23/08/2016 tarihli fesih bildirimi ve Sosyal Güvenlik Kurumu"na bildirilen işten ayrılış nedenine göre davacının iş sözleşmesinin sağlık sorunları nedeniyle işveren davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/I-b maddesi uyarınca feshedildiği, aynı Kanun"un 19. maddesinin 2. fıkrasına göre bu halde işçinin savunmasının alınmasının zorunlu olduğu, zira savunma alınmasının tek istisnasının İş K. 25. maddesinin II. fıkrasında belirtilen ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle fesih halleri olduğu, davacının savunması alınmadan sözleşmesi feshedildiğinden feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının düçar olduğu hastalığı sebebiyle yapılan feshin haklı nedene dayandığı, İş K. 25. maddesi kapsamında yapılan fesihlerde savunma alma zorunluluğu bulunmadığı, tanık dinletme taleplerinin yasal olmayan gerekçeyle reddedilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinden sonra sunulduğu, sadece davalı vekilince verilen gerekçesiz, istinaf sebepleri belirtilmeyen süre tutum dilekçesinin dikkate alınması gerektiği, bu halde de HMK 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırı bir husus saptanmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi 23.08.2016 tarihli fesih bildirimi ile "...şirketimize iletmiş olduğunuz ... Meslek Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu işyeri hekimimiz ile birlikte değerlendirilmiş ve raporunuzda da belirtildiği üzere mesleki nitelikli olmayan karışık anksiyete ve depresif bozukluk tanılı rahatsızlığınız nedeni ile görülen konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, uykusuzluk v.b. ne bağlı yaşanan ciddi uyum sorunları da dikkate alınarak, şirketimizde raporunuz doğrultusunda çalışmanıza imkan sağlayacak niteliklerinize uygun farklı bir görev bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu doğrultuda tedavi edilemeyecek nitelikte olan tutulduğunuz hastalık nedeni ile işyerinde çalışmanızda sakınca bulunduğundan iş akdiniz İş K. 25/1-b maddesi gereğince haklı nedenle 23.08.2016 tarihinde derhal feshedilmiştir" denilerek feshedilmiştir.
Dosyaya sunulan belgelerden, 22.06.2016 tarihli İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu’nda davacıya tanı olarak “karışık anksiyete ve depresif bozukluk (mesleki değil)” tanısı konulduğu, bunun üzerine işyeri hekiminin 22.08.2016 tarihli işveren şirkete hitaben yazısında, davacının üretim alanında çalışmasının konulan teşhis de dikkate alındığında sağlık açısından sakıncalı olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Yerel mahkemece 13.12.2016 tarihli oturumda 2 nolu ara kararla her iki tarafın tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilerek taraf tanıklarının dinlenilmesine de gerek duyulmadan, fesih öncesi davacının savunmasının alınmamasının feshin geçersizliği sonucunu doğurduğu kabul edilmiş ise de Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.10.2018 tarih, ... Esas sayılı “4857 sayılı Yasanın 25/1-b maddesi gereğince almış olduğu sağlık raporları nedeniyle derhal fesihlerde işçiden savunma alınması gerekmediği” şeklindeki içtihadı karşısında, fesih öncesinde savunma alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince ise, davalı vekilinin gerekçeli istinaf dilekçesini süresinde sunmadığı gerekçesiyle sadece kamu düzenine aykırı bir husus olup olmadığı yönünden inceleme yapılmış ve kamu düzenine aykırı bir husus saptanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Tüm bu hususlar ve özellikle Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.10.2018 tarih, 2017/9 Esas sayılı içtihadı birlikte değerlendirildiğinde, feshin geçerli nedene dayanmadığı yönündeki tespit eksik araştırma ve incelemeye dayanmaktadır.
Bu nedenle, Mahkemece taraf tanıkları dinlenerek ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, tüm deliller toplanmadan hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
H) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.