1. Hukuk Dairesi 2018/4450 E. , 2019/948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN İADESİ
Taraflar arasında görülen yargılamanın iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davaya dahil edilenler ..., Baki ile asli müdahil Muharrem vekili tarafından yasal süre içerisinde, feri müdahil ... vekili tarafından süresinde ve duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma istemi değerden reddedildi, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı, 538 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ... adına kayıtlı iken ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 16.07.1998 günlü 1998/672 Esas, 1998/726 Karar sayılı kararına istinaden tapu kaydının ... oğlu ... olarak düzeltildiğini, ..."in kimlik bilgilerinde sahtecilik yapılarak dava açılıp düzeltme yapıldığını, bu dava dosyasındaki tanık ..."in gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, kesinleşen kararın infazının ardından kimliği belirsiz şahsın ..."e ait sahte nüfus cüzdanı ile yalan beyandan bulunan tanık ..."i vekil tayin ettiğini, taşınmazın vekaleten ... adlı şahsa satıldığını ileri sürerek ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1998/672 Esas sayılı dava dosyasında yargılamanın iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sahte nüfus cüzdanı kullanılarak vekile verilen vekaletname ile açılan tapu kaydında düzeltim davasında tapudaki malikin değiştirildiğini, dava konusu yer ile herhangi bir ilgisinin olmadığını belirtmiştir.
Davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesi"nce ; "..HUMK"nun 445/son maddesinde 4-5 ve 6. bentlerde gösterilen hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi için kesinleşmiş ceza mahkumiyeti aranmakla birlikte delil yokluğu veya başka bir nedenle ceza kovuşturmasına başlanmamış ya da karar verilmemiş ise ceza kararı aranmayacağı, iade sebebinin varlığının yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispatı gerektiği belirtilmiştir. Yargılamanın iadesi istenen isim düzeltme davasında hükme dayanak olan tanığın yalan beyanda bulunduğu iddiasıyla yapılan ceza kovuşturması da 4616 sayılı Yasa uyarınca ertelenmiştir. Bu durumda HUMK"nun 445/son maddesi uyarınca işlem yapılarak tanığın yalan tanıklık yapıp yapmadığının ve iade koşullarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan şekilde yargılamaya devamla sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi doğru değildir.." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yargılamanın iadesi isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 538 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 05.12.1980 tarihinde, 1937 tarih ve 582 tahrir ve 459 hesap nolu vergi kaydına istinaden baba adı bilinmeyen Hasan Eralioğlu adına tespit edilerek 05.08.1981 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın davalısı 1941 doğumlu ..."in vekili aracılığıyla 03.07.1998 tarihinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1998/672 Esas sayılı dava dosyası ile maliki olduğu 538 ada 4 parsel sayılı taşınmaz malikinin hatalı olarak ... olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının ...oğlu ... olarak düzeltilmesini istediği, 16.06.1998 tarihli davanın kabulüne ilişkin kararın 22.07.1998 tarihinde kesinleştiği, ..."in ... 1. Noterliği"nce düzenlenen 30.6.1998 tarih ve 6015 sayılı vekaletname ile tapu kaydında düzeltim davasında tanık olarak dinlenen ..."in vekil tayin ettiği, vekilin anılan vekaletnameye istinaden dava konusu 538 ada 4 parsel sayılı taşınmazı 04.08.1998 tarihinde dava dışı ..."e temlik ettiği, dava konusu taşınmazın 07.09.1999 tarihinde ifraz edilerek 30 parça taşınmazın oluştuğu, ... tarafından bir kısmının üçüncü kişilere satıldığı, yargılama aşamasında kayıt maliklerinin davaya dahil edildikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kayıt düzeltim davaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 382 ve devamı maddelerine göre çekişmesiz yargı işlerinden olup, aynı kanunun 388. maddesinde mahkemece verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Bu tür davalar nedeniyle yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği, bu durumda tıpkı veraset belgesinin iptali davalarında olduğu gibi hak iddia eden kişilerin önceki davadaki kişileri taraf göstererek Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açacakları çekişmeli bir dava sonucunda haklarını iddia ve ispat etmeleri gerekeceği kuşkusuzdur.
Ne var ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Somut olayda, davalı ..."in, sahte nüfus cüzdanını kullanarak ve isim benzerliğinden yararlanarak dava konusu yer ile ilgili dava açıldığını beyan ettiği, yargılamanın yenilenmesi talep edilen davada tanık olarak dinlenen tanık ..."in beyanı ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde 6100 sayılı HMK"nun 375/e uyarınca yargılamanın iadesinin koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; yargılamanın iadesi talep edilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 16.06.1998 tarihli, 1998/672 Esas, 1998/726 Karar sayılı hükmün yargılamanın iadesi yolu ile ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacı ve davaya dahil edilenler ..., ... ile ..."in temyiz itirazlarının kabulüyle bozmaya uymakla oluşan kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesi dikkate alınarak hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Yargılamanın iadesi bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan fevkalade bir kanun yoludur.
Yargılamanın iadesi yolu ancak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar için açıktır. Maddi anlamda kesin hüküm gücü bulunmayan kararlara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulmaz.
Tapu kayıt düzeltim davaları sonucunda verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen, aksi sabit olana kadar geçerli olan kararlar olduğu konusu tartışmasızdır. Bu tür davalarda yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği hak iddia eden kişilerin önceki davadaki kişiler taraf göstererek Asliye Hukuk Mahkemesinde açacakları çekişmeli bir davada haklarını arayacakları kuşkusuzdur.
Eldeki dava 1998/672 Esas sayılı tapu kaydında düzeltim davasının yargılamasının iadesine ilişkindir. Davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesince ... Bu durumda HUMK 445/son maddesi uyarınca işlem yapılarak, tanığın yalan tanıklık yapıp yapmadığının ve iade koşullarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. Mahkemece açıklanan şekilde yargılamaya devamla sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir " gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda görüldüğü gibi uyulan bozma kararı taraflardan biri yararına bir hak meydana getirmediğinden usule ilişkin kazanılmış haktan söz edilemez. Daire kararında eksik incelemeden bahsedilmiş, tarafların hangisinin haklı olduğu konusunda bir yargı belirtilmemiştir.
O halde açıklanan gerekçelerle yargılamanın iadesi davası dinlenmeyeceğinden davanın reddine karar verilmelidir. Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.