9. Hukuk Dairesi 2016/28804 E. , 2019/5930 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01/07/2002-31/03/2008 tarihleri arasında muhasebeci olarak çalıştığını,son ücretinin aylık net 1.800 TL olduğunu ayrıca ulaşım bedeli ve yemek yardımı bulunduğunu ve haksız olarak işten çıkarıldığını iddia ederek kıdem tazminatı,ihbar tazminatı,ücret ve yıllık izin ücreti alacakları istenmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının muhasebe müdürü sıfatıyla ağır ihmal veya kasıtlı olarak başka firmalara kar sağlamak amacıyla davalıyı maddi zarara uğrattığını, davacı ile birlikte genel müdür hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan ... Cumhuriyet Savcılığının 2008/14138 Hazırlık sayılı evrakı ile soruşturma bulunduğunu,genel müdür tarafından ... İş Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında işe iade davası açıldığını ancak takipsiz bıraktıklarını ve akdin haklı nedenle fesih edildiğini savunarak, davanın reddini istemştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, ... Ağır Ceza Mahkemesi ... Esas, 2011/128 Karar sayılı dosyasında aralarında dosyamızın davacısı da bulunan sanıklar aleyhine dolandırıcılık suçundan yargılanmaları için açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde, katılan şirket ile sanıklar arasındaki ihtilafın hukuki mahiyet arz ettiği ve dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığından bahisle beraat kararı verdiği ve kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesi Başkanlığının 13/01/2015 tarihli onama kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesinin verdiği karar gerekçesi itibariyle Mahkememizi bağlayıcı nitelikte olmamakla birlikte fesihten önce yapılan denetim sırasında ve Ceza Mahkemesince alınan ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; Ticari ilişkiye girilecek firmanın seçiminde, fiyatların tespitinde, masrafların belirlenmesinde ve ipotek alma gibi işlemlerde insiyatifin şirket genel müdürü .... olduğu ve muhasebe müdürü olarak görev yapan davacının genel müdürün talimatlarıyla hareket ettiği kaldı ki genel müdüre isnad edilen eylemlerin usulsüzlüğünden de bahsetmek mümkün olmadığı anlaşıldığını, kayıtlara göre davacının ücretinin aylık brüt 1.888,92 TL olduğu anlaşılmaktadır.Fazlaya dair iddiasını ispat yükü kendisine ait olan davacı bu yükümlülüğünü yerine getiremediğinden kayıtlarda görünen ücretlere itibar etmek gerektiğini, yıllık izinlerin kullandırıldığını davalı işverenin yazılı delille ispatlaması gerekir.Hak kazanılan yıllık izinlerin kullandırıldığına dair davalı işverence ibraz edilen izin belgeleri ve talep formları dikkate alındığında davacının ücretini talep edebileceği ve kullanmadığı yıllık izni kalmadığı anlaşıldığını, akdi haklı nedenle fesih edildiğine dair davalı savunmasına itibar etmek mümkün olmadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edebileceği kabul edildiğini, 04/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaba göre ve 07/04/2016 harç tarihli ıslah dilekçesiyle artırılan rakamlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:;
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş akdinin haklı neden ile fesih edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkda, ... "ın şikayetçi şirketin Genel Müdür vekili olduğu, yine davacı ..."ın aynı şirketin muhasebe müdürü olduğu, davalı şirketin 2007 yılında Prolight markasıyla ayaklı infared soba üretiminde bulunduğu, aslında Türkiye genelinde çok sayıda beyaz eşya satış bayileri bulunan şirketin genel müdür vekili olan ... "ın bu sobaların pazarlanması için aracı şirket arayışına girdiği ve özel Hisar Eğitim ve Turizm Hizmetleri Ltd.Şti.nin yöneticisi ... ile anlaştığı, bu anlaşmanın piyasa şartlarına göre çok yüksek komisyon bedelini öngördüğü, anlaşmaya göre aracılık yapacak olan ... şirketinin bu malların takibi ve sevkiyat işlemleri için ... "in görev yaptığı, ... "un bu sobaların satış bayiliği için ... aracılığıyla Demir Dekarasyon isimli işyeri sahibi ...,... ile anlaştığı ve bu şahısları davalı şirkete yönlendirip aracılık yaparak bayilik sözleşmesi düzenlettiği tespit edildiğini, davalı şirketin yetki belgesine göre şüpheli ... ve ..."ın yetkili olmamalarına rağmen bu yetki belgesindeki düzenlemeye aykırı olarak 16/11/2007 tarihli bu sözleşmeyi imzaladıkları, bu tarihten sonra ... "in kontrolünde peyder pey çok sayıda sobanın şikayetçi şirketin Kağıthane"deki fabrikasından alınarak şüpheli ...,... "nın işlettiği söylenen ... "ndeki işyerine götürüldüğü, bu kez şirket yönetimine karşı sorumluluktan kurtulabilmek için ... "den ipotek isteyen ... "ın uzun bir süredir şirket avukatlığını yapan Av. ..."ı Marmara Ereğlisi ve Gelibolu"da ... "e ait bazı gayrimenkullere ipotek tesisi için görevlendirdiği ve Av. ... "ın Marmara Ereğlisi ve Gelibolu"ya giderek gayrimenkulleri gördüğü, üzerlerine ipotek tesis ettiği ancak bu gayrimenkullerin sit alanı içinde, maddi değerleri çok az olan, iddia edilen ipotek bedellerini kesinlikle karşılamayan yerler olduğunu gözlemleyip, bu gözlemlerini ve bu yerlere ait fotoğrafları da içeren 13/12/2007 ve 10/01/2008 tarihli birer yazı ile durumu şikayetçi şirketin müdür vekili ... ve ..."a sunduğu, hatta bu gözlemlerini sözlü olarakta ... ve ..."a aktardığı, o sırada ... "ın odasında bulunan F.Sedat Koryol"un buna büyük bir tepki gösterdiği, ... "ın da "bu hususu biz değerlendireceğiz" diyerek Av. ..."ı gönderdiği, bu arada ... ve ekibinin 16.000.adet sobayı şirketten alarak götürdükleri, bu sobaların değerinin yaklaşık 2.635.000 TL. olduğu, sözleşme yapılıp hemen alelacele 1-1,5 aylık sürede bu kadar çok sayıda sobanın Marmara Ereğlisi gibi küçük bir yere götürülüp kaybettirildiği şeklinde gelişen olay neticesince ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28.04.2011 tarih, ... Esas 2011/128 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada davalı ... ve diğer sanıklar hakkında " Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları için dava açılmış ise de, katılan şirketle sanıklar arasında ki ihtilafın hukuki mahiyette olduğu, olayda dolandırıcılık suçunun unsurları bulunmadığından sanıkların CMK.nun 223. Maddesi gereğince ayrı ayrı BERAATLERİNE." karar verilmiş ve Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 13.01.2015 tarih, 2013/6626 Esas 2015/237 Karar Sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Borçlar Kanununun 53. madde uyarınca delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Ceza mahkemesi kararı kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.
Dosyadaki delil durumuna göre muhasebe müdürü olan davacının şirket adına sözleşme yapılırken yeterli teminat alınmaksızın güvenilir olmayan firmalara yüksek miktar da satış yapılmak suretiyle davalı zararına işlem yapılmasına neden olduğu ve feshin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2- ı maddesi gereğince haklı olduğu anlaşılmakla, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken aksi kabul ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.