1. Hukuk Dairesi 2016/4036 E. , 2019/973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, "..." hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa alacak isteğine ilişkindir.
Davacı, adına kayıtlı 11 nolu dükkanını davalı ..."ın hileli daranışlarla kendisini kandırması sonucunda davalı ..."a devrettiğini, ..."ın da ... ile birlikte hareket ettiğini ve taşınmazı daha sonra ..."e aktardığını, anılan davalının da iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlar; diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, hile hukuksal nedeni yönünden araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonucunda hile iddiasının kanıtlandığı, davalı..."ın da iyiniyetli saılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalılardan...."a çıkarılan ilk tebligatın babasının adresine gönderildiği ve "yaklaşık olarak iki yıl önce babasıyla kavga edip evi terkettiği, adresi bilinmediği" belirtilerek iade edildiği, buna rağmen sonraki aşamalar da da davalı ... ile ilgili tabligatların 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nda belirlenen usullere aykırı olarak aynı adrese çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası"nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Hal böyle olunca, öncelikle davalılardan ..."e usulüne uygun şekilde tebligat yapılması ve yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda gereken haklarının tanınması, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi yerine, davalının hukuki dinlenilme hakkı bertaraf edilip hüküm kurulması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.