Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22239
Karar No: 2017/7697
Karar Tarihi: 24.05.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/22239 Esas 2017/7697 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/22239 E.  ,  2017/7697 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, tarafların ..."nun mirasçıları olduğunu, tapuda muris ... adına kayıtlı ... parsel nolu taşınmaz üzerine murisleri tarafından bodrum kat, zemin kat, l.normal kat, 2.normal kat, 3.normal kattan oluşan bir bina inşa edildiğini, binanın normal katlarından her birinde tek daire bulunduğunu, bahsi geçen bu binada kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmadığını, davalılardan ..."nun, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde dava konusu taşınmazla ilgili 2013/1007 Esas sayılı dosya ile ortaklığın giderilmesi davası açtığını, oysa ki murisin dava konusu olan arsa üzerindeki binanın 1. normal katındaki daireyi ölmeden önce kendisine sattığını ve teslim ettiğini, şu ana kadar bu dairede malik sıfatıyla oturduğunu, söz konusu dairenin mülkiyetinin gerçekte kendisine ait olmasına rağmen babası ile aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle tapu kütüğünde herhangi bir işlem yapmadıklarını beyan ederek, dava konusu binanın 1. normal katındaki dairenin müşterek murisleri babaları tarafından kendisine satıldığının, bu dairenin yalnızca kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ... vekili, davanın niteliği ve dosya içeriğine göre davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılamayacağını, davacı arsa üzerindeki binanın 1.katının kendisi tarafından inşaa edildiğini iddia etmediğine göre, işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, mirasçılar arasında ne rızai, ne yazılı ne de sözlü bir miras taksim anlaşması yapılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalılar ..., ... ve ... duruşmada alınan beyanlarında; açılan davaya bir diyeceklerinin olmadığını, davacının dava konusu daireyi sağlığında müşterek murisleri olan babaları ..."ndan satın aldığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece; davacının l.normal kattaki dairenin, kendisi tarafından yapıldığını değil harici satış nedeniyle dairenin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitini talep ettiği, ancak tapu iptali ve tescil talepli eda davası açması gereken davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartlarından olduğu, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile dava şartlarından yoksun davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın muris ... adına 15/06/1981 tarihinde satış ile tescil edildiği, davalı ... tarafından dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz hakkında ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1007 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı, davacı ..."e 27/05/2014 tarihli celse de; mülkiyet tespiti davası açmak için süre verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684.maddesi hükmünde, bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, bütünleyici parçanın, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parça olduğu, aynı Kanun"un 718. maddesi hükmünde de, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır. Bu hükümler karşısında taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki bina, ağaç gibi muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden kural olarak ve aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemez ve mahkemelerce de anılan kanun hükümleri gözardı edilerek mülkiyet tespitine karar verilemez. Böyle bir durumda "Çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ve davacının istemi içinde muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteminin bulunduğu gözetilerek davanın buna göre muhdesatın tespiti olarak görülüp sonuçlandırılması gerekir.
    Üzerinde muhdesat bulunan taşınmazın ortaklığının giderilmesinin dava edilmesi halinde, bu muhdesatların bir veya birkaç paydaşa ait olduğuna ilişkin tapu kaydında şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar arasında oybirliği sağlanabiliyorsa ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemece taşınmazın muhdesatsız çıplak değeri ile muhdesat değerlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, taşınmazın muhdesatlı değerinin yüzde kaçının taşınmazın arzına, yüzde kaçının muhdesata isabet ettiğinin saptanması, üzerindeki muhdesatla birlikte satılacak olan taşınmazın satış parasının paylaştırma oranları belirlenirken taşınmazın muhdesatsız çıplak değerinin taşınmazdaki mülkiyet payları oranında tüm paydaşlara, muhdesatın değerinin ise sadece muhdesatı meydana getiren paydaş veya paydaşlara verilmesini sağlayacak şekilde oranlama yapılması, satış bedelinin belirlenecek bu oran dahilinde paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi zorunludur. Taraflar arasında ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1007 Esas sayılı Ortaklığın Giderilmesi davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ortaklığın giderilmesine bakan ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından muhdesatların tespiti davası açılması için süre verilmiştir. Dava sonucunda verilecek tespit hükmü, davanın tarafları açısından kesin hüküm oluşturacağı, davanın taraflarını ve ortaklığın giderilmesi davasına bakan mahkemeyi bağlayacağı, bunun sonucu olarak muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğine karşı çıkan paydaş veya paydaşların iradesi yerine geçeceği ve bu şekilde oybirliğinin sağlanmış olacağı gözönüne alındığında, daha önce ortaklığın giderilmesi davasının açılmış ve kesin hükme bağlanmamış olması koşuluyla muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini öne süren paydaş veya paydaşların buna karşı çıkan paydaş veya paydaşlar aleyhine tespit davası açmakta her zaman için hukuki yararının bulunacağı kuşkusuzdur.
    Somut olayda ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1007 Esas sayılı dava dosyasında davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın ortaklığının giderilmesi için dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi"ndeki ortaklığın giderilmesi davasında parsel üzerindeki muhdesatların davacı ..."e ait olduğu kabul edilmediğinden tüm paydaşlar arasında oybirliği sağlanamadığından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmak zorunda kalınmıştır. Mahkemenin nitelendirdiği gibi mülkiyetin tespiti istemi ile açılan bir dava olmayıp muhdesatın tespiti istemi olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek, taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek muhdesatın tespiti istemi ile açılan bu davanın esasına yönelik bir hüküm verilmesi gerekirken, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi