21. Hukuk Dairesi 2018/1810 E. , 2018/4726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01.12.1989 tarihinde bir gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, ..."a ait işverenlikte 01.12.1989 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dairemizce iki kez bozulan dosyada, ilk bozma ilamının verilen yetkisizlik kararının yerinde olmadığına dair olduğu, ikinci bozma ilamının yeterli araştırma yapılmadan kararın tesis edildiğine yönelik olduğu görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 23/03/1970 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/12/1989 tarihinde 19 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin ... Unlu Mamülleri Recaizade Sk. No:13 Kadıköy İstanbul adres ve ünvanlı 2.2061.426213.32.10 nolu işyerinden 06.12.1989 tarih ve 1021430 varide numarasıyla Kuruma verildiği, 426213 sicil numaralı Kadıköy ekmek fabrikası ünvanlı Recaizade Sk. No:13 ... adresindeki fırın işyerinin 01/05/1984-02/02/1998 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, davalı olarak gösterilen ...’a ait, 0289683 işyeri sicil numaralı ...Çavuşdere Cd. No:113 ...adresindeki fırıncılık pastacılık ve hamur işleri sanayii işyerinin 12.12.1979-30.06.2005 arası Kanun kapsamında olduğu, bu işyerinden 1989/1. dönem bordrosunun verildiği, 426213 sicil numaralı işyerinden verilmiş 1989 /1-2-3. dönem bordrolarında tanık ...’nun ismi olduğu ve çalıştığını beyan ettiği, davacının hizmet cetvelinde 12.01.1998 tarihinde 4a çalışmasının başladığı, davacının askerlik kayıtlarının istenmediği, ... Odasından Zihni Kılıç Ve Ort. (... unlu mamüllerinin) kaydı bulunmadığını bildirildiği, davalı gösterilen işveren ve bildirgedeki işyeri bilgilerinin Unvan, isim ve sicil numarası olarak örtüşmediği, çalışma iddiasının hangi işyerinde olduğunun netleştirilmesi gerektiği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; çalışma iddiasının hangi işyerinde olduğunu davacıya açıklattırmak ve talebe göre , tanık beyanları ve işyeri bilgilerini karşılaştırmak, buna göre bordro tanığı dinlemek, işverenin davacıyla akrabalığı olup olmadığını nüfus kayıtlarıyla sorgulamak, işe giriş bildirgesinin aslını Kurumdan getirterek imzanın ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit ettirmek, davacının sigorta sicil numarasının hangi ilin ve yılın serilerinden olduğunu Kurumdan sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/05/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.