21. Hukuk Dairesi 2018/1730 E. , 2018/4730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 2. İş Mahkemesi
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, ... İşletme Müdürlüğü "ne bağlı 34290 sicil nolu ... İşletmelerinde 05/03/1981 tarihinde 1 gün süre ile sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince ; “İşe giriş bildirgesi bulunmadığından imza ve fotoğraf incelemesi yapılması mümkün olmamakla birlikte tüm dosya kapsamından, kuruma verilen 1981 / 1 dönem bordrosunda SSK sicil numarası yazılmadan çalışmaları bildirilen kişinin davacı ... olduğu hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır. Şöyleki, davacı ile aynı dönemde aynı işyerinde çalıştıkları dönem bordroları ile de sabit olan tanıklar davacının iddiasını doğrulamışlardır. Dönem bordrosunda prime esas kazancı da bildirilen davacı için işveren tarafından işe giriş bildirgesi düzenlenerek kuruma verilmemesinde davacıya atfedilebilecek kusur bulunmamaktadır. Esasen davalı kurumun bu eksikliği zamanında gidermediği dolayısıyla üzerine düşen denetim görevini yerine getirmediği de açıktır. İşverenin ve kurumun yanlış ve eksik işlemlerinden ötürü davacı sorumlu tutulamayacağından ve sadece bu yüzden davacıyı , Anayasa ile güvence altına alınmış sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakmak mümkün olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. (Mahkememizin 05 / 03 / 2013 tarih ve 2012 / 338 E. 2013 / 175 K. sayılı ilamı ile davacı ile aynı şekilde çalışan Mustafa Kalican isimli şahsın talebinin de aynı gerekçelerle kabulüne karar verilmiş olup , hüküm Yüksek Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 27 / 05 / 2013 tarih ve 2013 / 7533 - 10909 E.K. sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir. ) ” gerekçesiyle “ Davanın kabulü ile, 34290. 10 sicil numaralı ... İşletme Müdürlüğü ... Tarım işyerinden verilen 1981/1 dönem bordrosunda SSK sicil numarası belirtilmeyen ... isimli çalışanın davacı olduğunun ve davacının bu işyerinde 05/03/1981 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı ... vekili ; davacının davasını yasal süresi içinde açmadığını, ilk derece mahkemesini görevli ve yetkili olmadığını, davacının kuruma müracaatının bulunmadığını, davacının talep ettiği dönem olan 1981/1 dönemine ait kurumda tescilinin olmadığını bu döneme ait bordrolarda davacını adının yazılı olduğu görülse de bunun tamamıyla davacı olduğunu belirleyen bir husus olmadığını, davacının çalıştığını iddia ettiği süre içerisinde almış olduğu ücretlere dair belge ibraz edemediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “ ... İlçe Nüfus Müdürlüğü"nden gelen yazı cevabına göre ... adında 5 kişi bulunduğu ancak yaşları dikkate alındığında sadece davacının durumunu dönem bordrosunda belirtilen tarihte çalışmaya uygun olduğu ve tanık olarak dinlenen ... ve ..."ın dönem bordrolarında adlarının yazılı olduğu davacıyı aynı köyden olmaları nedeniyle tanıdıkları ve orada birlikte çalıştıklarını belirttikleri 1981/1. Dönem bordrosunda adı geçen kişiyle davacının aynı kişi olduğu, gerçek eylemli bir çalışması bulunduğu, mahkemenin bu davaya bakmakta görevli ve yetkili olduğu 6552 sayılı yasanın 64. Maddesi gereğince zorunlu sigortalılık süresinin tespiti talebi nedeniyle davalı kuruma başvuru zorunluluğu bulunmadığından mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf talebinin 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “ Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Dava açılmadan önce sosyal güvenlik kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Dava görevli ve yetkili mahkemede açılmış değildir. davacının çalıştığını iddia ettiği süre içinde almış olduğu ücretle ilgili yazılı belge ibraz etmesi gerekir. -Müvekkil Kurum aleyhine yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti nitelik ve miktar yönünden HMK’na ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine aykırı olup miktar bakımından fazladır. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 29/09/1966 doğumlu davacının, talep edilen 05/03/1981 tarihinde 15 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesi verilmediği, 34290.10 sicil numaralı ... Zeytinlikleri İşletme Müdürlüğü ... Tarım işyeri adına düzenlenerek kuruma verilen 1981 / 1 dönem bordrosunda SSK sicil numarası belirtilmeksizin ... adına Mart ayında 3 günlük çalışma bildirildiği, tanıklar ... ve ..."ın dönem bordrolarında isimleri olduğu, Şubat ve Mart aylarında çalışmaları olduğu, çalışma iddiasını doğruladıkları, aynı nedenle dava açıp kazandıklarını beyan ettikleri ancak ilgililerin dosyalarının yada kesinleşmiş kararların temin edilmediği, davacının hizmet cetvelinde 09.01.1992 tarihinde 4/a çalışmasının başladığı, ... İlçe Nüfus Müdürlüğü"nden gelen yazı cevabına göre ... adında 5 kişi tespit edildiği, bu kişilerden yaşları uygun olanların , beyanlarına başvurulmadığı, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; dinlenen bordro tanıklarının aynı konuya ilişkin dava dosyalarını veya kesinleşmiş karar örneklerini getirtmek, 1981 / 1 dönem bordrosunda ismi bulunanlardan yeter sayıda başka bordro tanığının bilgisine başvurmak, mahkemece tespit edilen ... ların sigorta kayıtlarını Kurumdan getirtmek, duruma göre (aynı işyerinde çalışması bulunması vs.) bu kişilerin hak alanını ilgilendiren bir durum tespit edilmesi halinde bu kişileri davaya dahil ederek beyanlarını almak , çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.