3. Hukuk Dairesi 2020/4210 E. , 2020/4034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... "nun maliki ve sürücüsü olduğu ... plakalı zorunlu mali mesuliyet trafik poliçesi bulunmayan aracın 09.12.2003 tarihinde sebebiyet verdiği kaza neticesinde ..."in malul kaldığını, bu kazadan dolayı hak sahibine ödenen maluliyet tazminatı ile tedavi giderlerinin tahsili işinin ... numaralı dosya ile davalı avukat ile akdedilen avukatlık ücret sözleşmesi ile davalıya verildiğini, imzalanan avukatlık ücret sözleşmesi gereği ... numaralı dosya ile ilgili önce 8.388,95-TL alacağın tahsili ile ilgili dosyanın gönderildiğini, davalıya avukatlık ücreti olarak 910,08-TL ödeme yapıldığını ve masrafların ödendiğini, söz konusu dosya ile ilgili hak sahibinin tedavi giderleri için ek ödeme talebi konusunda kurum tarafından 448,98-TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin tahsili için yine davalı avukat ile kurum arasında avukatlık ücret sözleşmesi akdedildiğini ve dosyanın davalıya gönderildiğini, avukatlık ücreti olarak davalıya 51,84-TL ödendiğini, kurum ile davalı arasında akdedilen sözleşmede "...tevdi edilen dosyalardan herhangi birini takipsiz bıraktığı ya da tarafına tevdi edilen dosyalardan birini gereği gibi takip etmediği, sözleşmede yazılı taahhütlerine aykırı işlem yaptığı takdirde, ..."nın tüm dosyaları ücret ödenmeksizin geri isteyebileceğini, sözleşmeyi tek taraflı olarak ve hiçbir ihbara gerek kalmaksızın feshedebileceğini ve bu nedenle ..."nın uğrayacağı zararlardan sorumlu olacağını kabul ve taahhüt eder. Takipsizlikten dolayı zamanaşımına uğrayan alacaklardan dolayı ... zarar uğrarsa, Avukata rücu edilecektir." hükmünün olduğunu, davalının kendisine gönderilen dosyalar ile ilgili Develi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/116 esas ve 2008/468 esas sayılı dosyaları ile dava açtığını, ancak dosyaları takipsiz bıraktığı için davaların açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalıdan dosyalarla ilgili bilgi verilmesinin istendiğini, dosyaların takipsiz
bırakılmaması gerektiği, kubırakılmaması gerektiği, kurumun zararına neden olunursa bu zararın rücu edileceği ve tek taraflı olarak ihbara gerek kalmaksızın sözleşmelerin feshedileceğinin bir çok defa davalıya ihbar edilmesine rağmen yapılan ihbarların sonuçsuz kaldığını, davalının azledildiğini ve Develi İcra Müdürlüğünün 2010/488 esas sayılı dosyası ile kazaya sebebiyet veren ... hakkında ilamsız takip başlatıldığını, takibe borçlunun itirazı üzerine Develi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/488 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığını, zamanaşımı itirazı üzerine zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, 13.12.2014 tarih ve 2013/488 esas 2014/67 karar sayılı Develi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının temyiz edildiğini, ancak kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/10273 esas 2014/14374 karar sayılı 13.02.2014 tarihli kararı ile onandığını, davalının kendisine gönderilen dosyaları takipsiz bırakarak zamanaşımına uğramasına sebep olması ve kurumu zarara uğratması nedeniyle zararın gidermesi için hakkında takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, Sarıoğlan İcra Müdürlüğünün 2015/81 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Sarıoğlan İcra Müdürlüğünün 2015/81 esas sayılı dosyasına davalı ... tarafından yapılan itirazın iptali ile 14.866,82-TL yönünden takibin devamına, 14.866,82-TL"nin %20"si olan 2,973,36-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi gereğince, mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK"nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, davacının talebinin 18.466,62-TL olduğu ve peşin harcın da bu miktar üzerinden yatırıldığı, mahkemece, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; "davanın kabulü ile Sarıoğlan İcra Müdürlüğünün 2015/81 esas sayılı dosyasına davalı ... tarafından yapılan itirazın iptali ile 14.866,82-TL yönünden takibin devamına, 14.866,82-TL"nin %20"si olan 2,973,36-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, gerekçeli kararda ise; "bilirkişi Av. ... "in 21.04.2016 havale tarihli raporu ile davacının zararı ve davalıya yaptığı ödemeleri nedeniyle asıl alacak ve faizleri toplamının 18.466,82-TL olduğunun belirtildiği, tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda karar vermeye uygun ve denetime elverişli mahiyette olan bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesine" şeklinde gerekçe oluşturularak, kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratıldığı anlaşılmıştır. Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa
kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 253,88 TL. temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/09/2020 2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.