21. Hukuk Dairesi 2016/18601 E. , 2018/4746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının 22.05.2006 tarihinde geçirdiği iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı lehine 135.173,53 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı asıl işveren şirket nezdinde dava harici alt işveren nezdinde limanda yükleme boşaltma işinde çalışırken olay günü vinç yardımıyla yapılan taşıma işi esnasında elini vincin sapanında asılı yük ile zemindeki yük arasında sıkıştırarak %25 oranında malul kaldığı, hükme esas alınan kusur raporunda davacının %20 oranında müterafik kusurlu olduğu kabul edildiği, 16.05.2016 tarihli hesap raporunda %25 maluliyet oranına itibar edildiği işaret edilmekle beraber, 10.09.2008- 18.05.2016 tarihleri arasında yapılan hesapta ve yine 19.05.2016-31.12.2016 tarihleri arasında yapılan hesapta da %75 oranındaki maluliyet oranı esas alınarak tazminat alacağının belirlendiği anlaşılmıştır.
Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF yaşam tablosuna göre bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, sürekli işgöremezlik oranı ve müterafih kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşur. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Geçici iş göremezlik dönemi için yapılacak hesapta davacının istirahat döneminde olması nedeniyle %100 malul kaldığı kabul edilmek suretiyle sürekli iş göremezlik oranında indirim yapılmadan hesap yapılması gerekirken; sürekli iş göremezliğe giriş tarihinden sonra yapılacak hesapta ise tespit olunan maluliyet oranı üzerinden indirim yapılarak hesap yapılması, yapılacak bu hesapların tamamından davacının müterafik kusuru oranında indirim yapılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde, davacının %25 oranında sürekli iş göremezlik oranının tespit edilmiş olmasına karşın mahkemece hesap bilirkişiden alınan raporda sürekli iş göremezlik devresinin tamamında bu maluliyet oranının esas alınması gerekirken; hesap devrelerinin bir kısmında %75 oranında maluliyet oranı esas alınmak suretiyle maluliyet oranıın üzerinde hesap yapılarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak 16.05.2016 tarihli mevcut hesap raporunda sürekli iş göemezlik devresinin tamamında davacının %25 oranında malul kaldığı kabul edilerek yapılacak hesabın hükme esas alınmak suretiyle bir karar veremkten ibarettir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.