10. Hukuk Dairesi 2013/22351 E. , 2014/10637 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İzmir 1. İş Mahkemesi
Tarihi :03.10.2013
No :2013/353-2013/589
Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacının murisinin 13.8.2009 tarihinde vefat ettiği, vefatından sonra 720 gün karşılığı doğum borçlanması da yapılmak suretiyle davacının 23.11.2012 tarihli tahsis talebi üzerine Kurumun, 5510 sayılı Kanunun 32. maddesinde yer alan a bendinde, " ...ölüm aylığı; En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya .4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, ...durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. ..."hükmünden hareketle, ilk kez 1985 yılında sigortalılığı başlayan ve 246 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş, ancak evlilik toptan ödemesi yapılmış murisin, doğum borçlanması yapılsa dahi 1800 gün şartını yerine getiremeyeceği belirtilerek talebi reddettiği, mahkemenin ise, davacının yapmış olduğu doğum borçlanmasını ve ihya ödemesini göz önüne alarak davanın kabulüne karar verdiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının murisinin 720 gün karşılığı doğum borçlanmasının, 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde belirtilen “900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olması” şartı kapsamında sürenin hesabında göz önüne alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32. maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.
YHGK"nın 29.09.2010 gün ve 2010/ 21-301, 438 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Sigortalılık süresi”, 506 sayılı Kanunun 108.maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır. Bu maddeye göre: malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir. Tahsisi için istenilen koşulların, sigortalılık başlangıç tarihi (gerek mülga gerekse halen yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak ilk defa çalışılmaya başlanılan tarih) ile aylık talep tarihi arasında (aylık talebinde bulunmuş olmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasındaki sürede) gerçekleşmiş olması aranmaktadır.
Bu arada “Hizmet borçlanması”, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir (Şakar, Müjdat: Sosyal Sigortalarda Hizmet Borçlanması ve Hizmetlerin Birleştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, Temmuz/2005, Sayı:151) Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının, mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de, mümkün değildir.
Bununla birlikte, 13.8.2009 günü yaşamını yitiren sigortalının murisi olan davacının 01.10.2008 tarihinden sonra doğum borçlanması talebinde bulunarak borçlanma bedelini 01.10.2008 tarihinden sonra ödemiş olması halinde bu sürenin dikkate alınmaması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular doğrultusunda davacının doğum borçlanması yaptığı sürenin 900 günün hesabında gözetilmeyeceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz istemi kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.