10. Hukuk Dairesi 2013/22658 E. , 2014/10638 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İskenderun 1. İş Mahkemesi
Tarihi :24.04.2013
No :2012/375-2013/535
Dava, Kurum işleminin iptali ile 05.3.2012 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
2928 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun “Aylığı bağlayacak kurum” başlığını taşıyan 8. maddesinin birinci fıkrasında da, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son (7) yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı ve ödeneceği açıklanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 2008/ 21-440, 2008/ 456 sayılı kararında da belirtildiği gibi, sosyal güvenlik sistemimizde kendilerine sosyal güvence sağlanan kişiler; müşterek özelliklerine göre birbirinden farklı statüde kabul edilerek ayrı ayrı sosyal güvenlik yasalarına tabi tutulmuşlardır. Bu yönde; kamu kesiminde daimi kadrolarda çalışanlar T.C. Emekli Sandığı Yasasına, hizmet akdi ile çalışanlar 506 sayılı Yasaya, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar ise 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasına tabi tutularak sosyal güvenliğe kavuşturulmuşlardır. Tarım sektöründe çalışanlardan; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar 2926 sayılı Yasa çerçevesinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı; tarımda süreksiz hizmet akdi ile çalışanlar ise 2925 sayılı Yasa kapsamında Tarım Sigortalısı sayılmışlardır.
Belirtilen sosyal güvenlik sistemleri; kendilerine özgü koşullar ve statüler kabul ederek birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılmışlardır. Yine bu sosyal güvenlik yasalarından bir kesiminde güvence altına alınan sosyal riskler ve kapsamları ile yararlanma koşulları bakımından benzerlikler olsa da biribirlerinin aynısı bulunmamaktadırlar. Nitekim kimi yasalarda da farklı sigortalılık esasları kabul edilmesine rağmen farklı sosyal güvenlik yasalarının uygulanması aynı sosyal güvenlik Kurulusuna bırakılmıştır. Ancak, bazı maddelerine atıf yapılmakta ise de; bu durum; iki yasaya tabi sigortalıların aralarındaki farklılığın kaldırıldığı anlamını taşımamaktadır. Zira herbir yasada farklı sigortalılık esasları kabul edilmiş olup, yasal sistemlerin aynı olduğundan söz edilemez.
Somut olayda; davacı sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihi (05.13.2012) itibariyle, 21.4.1986-18.01.2000 tarihleri arasında 506 sayılı Kanuna, 01.4.2003-29.9.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanuna, 01.11.2005-04.01.2007 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna, 05.01.2007-31.12.2009 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna, 28.01.2012-20.02.2012 tarihleri arasında 506 sayılı Kanuna tabi sigortalılığının bulunduğu, 390 gün askerlik borçlanması yaptığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; 05.3.2012 günlü yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi itibariyle davacı sigortalının 2829 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü kapsamında son 7 yıldaki fiili hizmet süresi, yasal düzenlemeler ve açıklamalar dikkate alındığında, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının, 2829 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrası gereğince 1479 sayılı Kanun hükümlerine irdelenmesi gerekmektedir.
Yapılacak değerlendirmede, davacının isteğe bağlı sigortalılık hakkında herhangi bir talebi bulunmadığı da gözetilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.