22. Hukuk Dairesi 2017/23305 E. , 2019/14829 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 01.02.2008-01.07.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı asıl işveren olan Bahçelievler Sitesi Koop.’ne ait işyerinde, alt işverenler nezdinde çalıştığını, çalışması boyunca izinlerini kullanmadığını, fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, hafta tatili günlerinde dahi çalışmaya devam ettiğini ancak hak ettiği işçilik ücretlerinin ödenmediğini, bu sebebiyle iş akdini haklı olarak sonlandırdığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, faza mesai alacağı, hafta tatili alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Eskort Koruma vekili cevap dilekçesinde, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, yapılan fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının karşılığının ödendiğini, kendisi işten ayrıldığı için ihbar tazminatına hak kazanamayacağını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece, taraf tanık beyanları doğrultusunda davacının işyerinde fazla mesai yaptığı sürece haftada ortalama 7,5 saat fazla çalışma yapıldığı kabulü ile fazla çalışma alacağına hükmedilmiş ise de, davacı işçinin, aynı işyerinde çalışan dava dışı başka bir işçi tarafından davalı işveren aleyhine açılmış olup, Hatay İş Mahkemesinin 2012/268 esas ve 2012/269 esas sayılı dosyalar üzerinden görülen davalarda işyerindeki çalışma düzenine ilişkin tanık olarak dinlenildiği beyan edilmekle bu dosyalar da getirtilerek ifadelerinin değerlendirilmesi suretiyle fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekmektedir.
İşçinin fazla çalışma ve tatil alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda; tanık anlatımları dikkate alınarak fazla çalışma ücret alacağı hesaplandığı halde Mahkemece indirim yapılmaksızın hüküm altına alınması isabetli olmamıştır. Zira davacının hastalık, mazeret ya da izin gibi sebeplerle yılın tamamında aynı şekilde çalışamayacağı kabul edildiğinden hesaplanan alacaktan dosya içeriğine, alacağın miktarına ve çalışma süresine uygun oranda bir indirim uygulanması gerekmektedir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında tavzih yolu ile hükmün değiştirip değiştirilemeyeceği konusunda da ihtilaf bulunmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 304 ;"(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." düzenlemesine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 305 ise; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. "düzenlemesine haiz olup, mahkemece tahsis suretiyle kurulan hüküm sonucu itibariyla doğru olmakla birlikte, değiştirilen hüküm yazı veya açık hesap hatası niteliğinde olmadığı gibi taraflara yüklenen haklar ve borçlarda tavzih yolu ile genişletilemez, sınırlandırılamaz ve değiştirilemez.
Bu nedenle, Mahkemece gerekçeli kararda hüküm altına alınan resmi ve dini bayram çalışma alacağı ile hafta tatili alacağının kararda belirtilen miktarlarının “Tavzih Şerhi” başlığı altında, arttırılmak süretiyle değiştirilmesi ve hüküm altına alınması, bu şekilde 6100 sayılı kanuna aykırı olacak şekilde hükmün tavzih yolu ile değiştirilmesi hatalı olup bozma sebebidir
4-Taraflar arasında davacının kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağının bulunup bulunmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının çalışma süresi göz önüne alındığında, bu süre boyunca hiç izin kullanmamış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı bundan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.