Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/49351
Karar No: 2013/34330
Karar Tarihi: 23.12.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/49351 Esas 2013/34330 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesini istediği davalısı olan şirkette çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını ve hakları ödenmediğini belirtti. Yerel mahkeme, kıdem-ihbar tazminatı ve ücret alacağı taleplerini reddederken diğer talepleri kabul etti. Ancak Yargıtay kararı davacının haklı şekilde feshettiği iş sözleşmesi nedeniyle kıdem tazminatı isteğinin reddinin hatalı olduğunu belirtti. Madde 32/4 ve madde 24/II/e alt bendinde söz edilen ücret, geç ödenmesi durumunda da işçi için önemli olduğunu belirterek işçinin fesih hakkına sahip olduğunu belirtti. Kanunun da söylediği üzere toplu bir nitelik kazanması halinde bunun kanun dışı grev sayılamayacağı belirtildi.
9. Hukuk Dairesi         2011/49351 E.  ,  2013/34330 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davacı ve davalı .... avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalı ... Şirketine ait işyerinde diğer davalı ...Şirketi işçisi ve şoför olarak çalışırken, fazla çalışma ücretlerinin ödenmesini isteyince haksız şekilde işten çıkarıldığını ve arkasından devamsızlık tutanağı tutulduğunu belirterek, kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... Şirketi vekili, asıl işveren olmadıklarını ve husumet ehliyetlerinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ...Şirketi vekili, devamsızlık nedeniyle akdin haklı olarak feshedildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, tanık beyanları ve tutanaklara göre davacının 3 gün üst üste devamsızlık yaptığından işverence haklı sebeple akdin feshedildiği sonucuna varılarak, kıdem-ihbar tazminatı ve ücret alacağı taleplerinin reddine, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı, davacı ve davalılardan ... Şirketi temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Mahkemece hüküm altına alınan alacak miktarı 1.360,82 tl olup bu miktar, karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 1.540,00 TL’nin altına olduğundan davalı ... Şirketinin temyiz talebinin kesinlikten reddine,
    2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
    3- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
    Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
    1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
    Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
    Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün, 2007/22062 E, 2008/16398 K.).
    İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
    Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
    İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır (Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K.).
    Somut olayda davacı, 19.11.2009 günü işten haksız olarak çıkarıldığını ve arkasından devamsızlık tutanağı tutulduğunu belirterek feshe bağlı kıdem-ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
    Davalı taraf, davacının 19-20-21 Kasım 2009 günlerinde devamsızlık yaptığından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tanık beyanları ve devamsızlık tutanaklarına göre davacının 3 gün üst üste mazeretsiz işe gelmediğinin sabit olup işveren feshinin haklı sebebe dayandığı kanaatine varılarak, kıdem-ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda davacı, 20.11.2009 günü bölge çalışma müdürlüğüne verdiği şikâyet dilekçesinde, işten çıkarılma tehdidi ile belge imzalatıldığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini öne sürmüş olup, yerel mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının ödenmeyen fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacakları bulunmaktadır.
    Yerel mahkemece, davacının devamsızlık yaptığı ve buna bağlı olarak işverence yapılan feshin haklı olduğu görüşü ile davacının kıdem-ihbar tazminatı istekleri reddedilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davacının devamsızlık yaptığı tarihte iş sözleşmesini eylemli olarak ve haklı sebeple feshettiğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla davacının kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi