Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2570
Karar No: 2019/6452

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/2570 Esas 2019/6452 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/2570 E.  ,  2019/6452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında,...mahallesi 126 ada 1 ve 3, 162 ada 1, 161 ada 4 ve 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar, ham toprak niteliği ile Hazine adına, 162 ada 2 sayılı parsel çeşme niteliği ile davalı köy tüzel kişiliği adına tespit edilmiştir.
    Davacılar, Temmuz 1954 tarih ve 71 sıra sayılı tapu kaydına dayanak göstererek ...mahallesi 126 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitin iptali ve bu taşımazın sınırları içinde kalan taşınmazların adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.
    Yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacılar adına müştereken tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmekle Dairenin 26/05/2010 gün 2010/6092 E. -2010/7136 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, temyize konu 126 ada 1-3, 162 ada 1, 161 ada 4 ve 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davacıların dayandığı Temmuz 1954 tarih ve 71 sıra sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacıların davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.08.1953 tarih ve 1953/21-19 sayılı tescil ilamı ile oluşan ve tescil krokisi de bulunan tapu kaydının uygulamasını gösteren ve fen bilirkişi Necdet Bilen tarafından düzenlenen 15.08.2008 tarihli rapor ekindeki kroki ile tescil krokisinin bir birine benzememektedir. Uygulanan tapu kaydının doğusu-batısı ve kuzeyi hendek ve güneyi Kahmiran yolu okumaktadır. Tescil krokisinde de parselleri çevreleyen hendekler ve yol gösterilmiştir. Kadastro paftasında ise tapu kaydında belirtilen hendek ve yolun 162 ada 1 - 2, 126 ada 1 - 2 ve 3 parselleri içine alan bölüm tescil krokisi ile benzeşmektedir. Oysa ki; hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde tapu kaydı kapsamı 162 ada 1 - 2, 126 ada 1 - 3, 161 ada 4 ve 158 ada 5 parseller olarak belirlendiği, fen bilirkişinin belirlediği tapu kaydı sınırlarında şahıs parsellerinin bulunduğu, kayıtta bahsi geçen hendeklerin ise taşınmazın ortasından ve doğusundaki 2 nolu parselden sonra geldiği, bu haliyle yapılan uygulamanın sabit sınırlı sayılabilecek tapu kaydındaki sınırlarla örtüşmediği ve hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan; taşınmazların güneyindeki yoldan sonra 101 ada 1 nolu orman parseli geldiği halde orman araştırması yapılmamıştır.
    O halde; Mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu
    konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının ormandan açma olup olmadığı ve orman parseli ile davalı parseller arasındaki yolun kadim yol olup olmadığı belirlenmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, davalı taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ... mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda;
    1-) Davacıların davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
    2-) Davacıların 126 ada 2 nolu parsele yönelik davası bulunmadığından fen bilirkişi raporunda yeşil renkli olarak gösterilen yere ilişkin davanın husumetten reddine,
    3-) Davacıların fen bilirkişi raporunda siyah renk ile gösterilen yollara ilişkin davası yönünden mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, görevli mahkemenin ...Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kesinleşmesine mütakiben HMK"nın 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın onaylı suretinin ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
    4-) A-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,...köyü...mezrası mevkiinde kain 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespitinin iptali ile, kuru tarım arazisi niteliğiyle tapu kaydına istinaden davalılar adına ¼‘er pay olarak tapuya kayıt ve tesciline,
    B-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,... köyü...mezrası mevkiinde kain 161 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespitinin iptali ile, keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide kırmızı kalem ile çizilip gösterilen 22555.94 m2"lik kısmın ayrılıp 161 ada ve en son parsel numarası verilerek kuru tarım arazisi niteliğiyle davalılar adına ¼‘er pay olarak tapu kaydına istinaden tapuya kayıt ve tesciline,
    Keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide 161 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kırmızı kalem ile çizilip gösterilen 22555.94 m2"lik kısmının çıkartılması durumunda kalan kısmın 161 ada 4 parsel numarası ile ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
    C-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,... köyü...mezrası mevkiinde kain 162 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespitinin iptali ile, keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide sarı kalem ile çizilip gösterilen 15958.18 m2"lik kısmın ayrılıp 162 ada ve en son parsel numarası verilerek kuru tarım arazisi niteliğiyle tapu kaydına istinaden davalılar adına ¼‘er pay olarak tapuya kayıt ve tesciline,
    Keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide 162 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sarı kalem ile çizilip gösterilen 15958.18 m2"lik kısmının çıkartılması durumunda kalan kısmın 162 ada 1 parsel numarası ile ham toprak niteliğiyle ... Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,
    D-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,...köyü...mezrası mevkiinde kain 126 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespitinin iptali ile, keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide mor kalem ile çizilip gösterilen 15914.77 m2"lik kısmın ayrılıp 126 ada ve en son parsel numarası verilerek kuru tarım arazisi niteliğiyle tapu kaydına istinaden davalılar adına ¼‘er pay olarak tapuya kayıt ve tesciline,
    Keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide 126 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mor kalem ile çizilip gösterilen 15914.77 m2"lik kısmının çıkartılması durumunda kalan kısmın 126 ada 3 parsel numarası ile ham toprak niteliğiyle ... Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,
    E-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,... köyü...mezrası mevkiinde kain 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro tespitinin iptali ile, keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide kahvrengi kalem ile çizilip gösterilen 1863.14 m2"lik kısmın ayrılıp 126 ada ve en son parsel numarası verilerek kuru tarım arazisi niteliğiyle tapu kaydına istinaden davalılar adına ¼‘er pay olarak tapuya kayıt ve tesciline,
    Keşif sonucu fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 27/01/2014 hakim havale tarihli fen bilirkişisi ek raporunun ekinde yer alan krokide 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kahverengi kalem ile çizilip gösterilen 1863.14 m2"lik kısmının çıkartılması durumunda kalan kısmın 126 ada 1 parsel numarası ile ham toprak niteliğiyle ... Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline,
    F-) Davaya konu ... ili, ...ilçesi,... köyü...mezrası mevkiinde kain 162 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi köy tüzel kişiliği adına tesciline, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Yörede 2008 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre arazi kadastrosu yapılmıştır
    Dosyanın incelenmesinde; davacı kişilerin 29/07/2008 tarihli dava dilekçeleri ile Temmuz 1954 tarih ve 71 numaralı tapu kaydına dayalı olarak açtıkları davada, dava konusu ettikleri taşınmazın kadastro tespiti sırasında ... ili, ...ilçesi,...mahallesinde kain 126 ada 3 parsel numarası alan ve Hazine adına tespit edilen taşınmazın içinde kaldığını belirtmiş ve 126 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir. Yargılama sırasında yapılan keşifte ise dava konusunun sadece 126 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olduğu gözetilmeksizin; davacıların dayandıkları eski tapu kapsamında kaldıkları gerekçesi ile 126 ada 1 ve 3 parsel, 161 ada 4 parsel, 162 ada 1 ve 2 parsel ile 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da hüküm kurulmuştur.
    6100 sayılı HMK"nın 297/2 maddesinde; "Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" ifadesine yer verilmiştir.
    Aynı Kanunun 26. maddesi kapsamında mahkemeler talep sonuçları ile bağlı olup ondan fazlasına karar veremeyeceklerdir. HMK’nın 119. maddesine göre de davacının talep sonucunu, dayandığı hukuki sebepleri, iddiasının dayandığı tüm vakıalarının özetini dava dilekçesinde belirtmesi gerekmektedir.
    Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri de taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke HMK’nın 26. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, hâkim tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur.
    Taleple bağlılık ilkesi özü itibariyle hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olduğunu ifade eder. Taleple bağlılık ilkesinin taşıdığı ilk anlam; tarafın talep etmediği husus hakkında mahkemenin karar veremeyeceğidir. Buna göre tarafın neyi talep edip etmediği ve hâkimin ne hakkında karar verip veremeyeceği dava dilekçesine bakılarak tespit edilir. Bu tespitin konusunu, istenilen hukuki sonuç oluşturur. Bu itibarla hâkimin karar verme sınırı dava dilekçesi ile belirlenmiş olur.
    Taleple bağlılık ilkesinin taşıdığı ikinci anlam ise tarafın talebinden fazlasına mahkemece karar verilememesidir. Taleple bağlılık ilkesine yüklenen bu anlam aynı zamanda 24. maddede ifade edilen “tasarruf ilkesi” ve 25. maddesinde yer alan “taraflarca getirilme ilkesi” ile de bağlantılıdır.
    Nihayet taleple bağlılık ilkesinin bir diğer anlamı ise hâkimin talep edilenin dışında, farklı bir şeye karar verememesidir. Talep edilenden farklı bir şeye karar verememe, dilekçenin talep sonucu kısmı ile verilen hükmün sonuç kısmının karşılaştırılması suretiyle tespit edilir.
    Taraflarca getirilme ilkesine uygun olarak HMK"nın "dava dilekçesinin içeriği" başlıklı 119’uncu maddesinin 1/e bendinde, “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin” gösterilmesi gerektiği düzenlendiği gibi "cevap dilekçesinin içeriği" başlıklı 129. maddesinin 1/d bendinde de “Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin” bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Görüleceği üzere, davacı dava dilekçesinde talep sonucunu haklı göstermeye yarayan yani davanın temelini oluşturan maddi vakıaları yazmak zorundadır. Aynı ilke uyarınca davalı da cevap dilekçesinde savunmasının dayanağını oluşturan vakıaları bizzat sunmak zorundadır. Böylece davacı iddiasını, davalı da savunmasını somutlaştırmış olacaktır.
    Uygulamada somut vakıalara dayanmadan davaların açılıp yürütülmesinin önüne geçmek amacıyla HMK"da yeni bir düzenleme yapılmış ve 194. maddenin birinci fıkrasında "Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar." hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise somutlaştırma yükünün delillerle ilişkisi ortaya konulmuş ve tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmek zorunda oldukları düzenlenmiştir (HMK. m. 119/2). Tüm bu ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.11.2018 Tarih, 2017/3-1017 E.- 2018/1750 K. sayılı kararında da açıklığa kavuşturulmuştur.
    Bu genel açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; temyize konu davada, davacıların iddiasının açık ve net olduğu ve dava dilekçesinde sadece 126 ada 3 parsele ilişkin tespitin iptali talep edildiği halde dava konusu edilmeyen 126 ada 1 parsel, 161 ada 4 parsel, 162 ada 1 ve 2 parseller ile 158 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da hüküm kurularak az yukarıda belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılmış olup, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; yerel mahkemenin, davacıların talebini aşacak şekilde dava konusu edilmeyen taşınmazlar hakkında da yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2019 günü oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi