Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5472
Karar No: 2021/4505
Karar Tarihi: 22.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5472 Esas 2021/4505 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/5472 E.  ,  2021/4505 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit, birleşen sözleşmenin feshi işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen menfi tespit davalarının kısmen kabulüne, birleşen sözleşmenin feshi, işlemin iptali davasının kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; asıl davada, hastanelerince Kurum mensubu hastalardan belirlenen ücretin %30"undan fazla ilave ücret alındığı, miadı geçmiş malzeme kullanıldığı, davalı Kuruma bildirilmeyen doktorlar tarafından verilen tedavi hizmetlerinin kuruma bildirilen doktorlar adına davalıya fatura edilmesi gerekçeleri ile haksız olarak tahakkuk ettirilen toplam 469.780,35 TL para cezası nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, istirdat edilen bedelin reeskont faizi ile tahsilini; birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyasında; davalı kurumun 07/01/2009 tarihli sözleşmenin 6.3.2. maddesi uyarınca sözleşmeyi feshettiğini, ancak sözleşme gereği son bir yıl içinde tebliğ edilmiş ceza sayısının bir taneden ibaret olup bu cezaya ilişkin yargılamanın da devam ettiğini, fesih işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshine dair kurum uygulamasıyla meydana gelen muarazanın giderilmesine karar verilmesini, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 esas sayılı dosyasında, davalı kurumun firma aleyhine sözleşme koşullarına riayet edilmediği gerekçe gösterilmek üzere ayrı ayrı cezai işlemler ile 130.000,00 TL, 749.341,05 TL, 200.000,00 TL olmak üzere toplam 1.079.341,05 TL para cezası tahakkuk ettirildiğini, oysa sözleşme koşullarına aykırı eylem ve davranışının bulunmadığını, bu nedenle davalı kuruma toplam 1.079.341,05 TL borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
    Davalı; davaların reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; asıl ve birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 E. sayılı davaların reddine, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 E. sayılı davasının kabulü ile: taraflar arasında akdedilen 07/01/2009 tarihli sosyal güvenlik kurumu özel sağlık kurumundan/kuruluşundan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin feshine ilişkin işlemin iptaline dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin, 27/3/2012 tarihli, 2011/7485 esas, 2012/8388 karar sayılı ilamıyla "...alanında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti marifetiyle davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme de yapılmak suretiyle davacının iddialarını da karşılayacak ve değerlendirme yapılmak suretiyle taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanziminin sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kısmen kabulü ile taraflar arasındaki geçerli SUT" a bağlı Sağlık Hizmeti Satın alınmasına ilişkin sözleşme gereğince davacı tarafa uygulanan toplam para cezasının 94.412,90 TL olarak uygulanmasına, bu miktarın üzerinde uygulanan para cezasının iptaline, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi hususunda bozma öncesinde verilen karar onanmış olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin, 16/02/2016 tarihli, 2015/1317 esas, 2016/4542 karar sayılı ilamıyla "...Somut olayda Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas - 453 karar ve Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 esas - 480 karar sayılı dosyalarının bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de mahkemece asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamış, menfi tespit iddiaları tek bir dava varmış gibi hükme bağlanmıştır. Bu hali ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama neticesinde asıl davada toplam 469.780,35 TL"lik cezai işlemin 408.666,35 TL’lik kısmının iptali ile geriye kalan 61.114,00 TL’lik kısmının aynen uygulanmasına ve birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 esas sayılı dosyasında toplam 1.079.341,05 TL’lik cezai işlemden 1.046.042,96 TL’lik kısmın iptali ile 33.298,09 TL’nin aynen uygulanmasına, bu cezai işlemler ile ilgili kesinti yapılmış ise kesildiği tarihten geri ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyası yönünden aktif fesih işleminin iptaline ilişkin karar onanmış olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/01/2019 tarihli, 2017/2784 esas 2019/624 karar sayılı ilamıyla "...Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyası ile açılan dava ile ilgili verilen kararın onanmadığı, incelemenin eksik yapıldığı gerekçesiyle hükmün bozulduğu, mahkemece Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyasındaki davacı talebi yönünden de hüküm kısmında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmalı..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama neticesinde asıl davaya konu olan toplam 469.780,35 TL’lik cezai işlemin 408.666,35 TL’lik kısmının iptali ile geriye kalan 61.114,00 TL’lik kısmının aynen uygulanmasına ve birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/379 esas sayılı dosyasında toplam 1.079.341,05 TL’lik cezai işlemden 1.046.042,96 TL’lik kısmın iptali ile 33.298,09 TL’nin aynen uygulanmasına, bu cezai işlemler ile ilgili kesinti yapılmış ise kesildiği tarihten geri ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/227 esas sayılı dosyası yönünden aktin feshi işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; asıl ve birleşen davalara konu cezai işlemlere, 2012 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi uygulanarak görüş bildirilmiştir. Ancak 2012 yılı sözleşmesinin 11.3.8. maddesinde “Bu sözleşmenin yürürlük tarihinden önceki işlemlere ait cezai şart ve/veya feshe konu fiillerden, tebliğ ve itiraz aşamaları tamamlanmamış olanlar için bu sözleşmenin (11.1) ve (11.2) numaralı maddeleri uygulanır. Ancak Kurumdan yazılı olarak talep edilmesi halinde, işlemin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte olan sözleşme hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre söz konusu cezai işlemlerin tebliğ ve itiraz aşamaları tamamlandığı için, 2012 yılı sözleşmesinin hükümleri dava konusu uyuşmazlığa uygulanamaz. Bu nedenle Kurumca cezai işleme dayanak yapılan sözleşmelerin değerlendirilerek cezai işlemlerin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın itirazlarını karşılayacak şekilde, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, SUT ve ilgili mevzuattan anlayan, alanında uzman bilirkişi heyeti marifetiyle davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılması suretiyle rapor tanziminin sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi