3. Hukuk Dairesi 2020/2804 E. , 2020/4202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 08/12/2006 tarihinde yapılan kontrolde davalının iş yerinde abone olmadan kaçak kuyu suyu kullandığının tespit edildiğini, alacağın tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü" nün 2011/8489 sayılı dosya ile takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, düzenlenen yerin kapalı olması nedeni ile ASKİ görevlilerinin girmesinin mümkün olmadığını, 08/12/2006 tarihinde tutanak düzenlenmediğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının tahliye ettiği iş yerinde bir adet kuyunun mevcut olduğu, bilirkişi raporuna göre, kuyu suyunun temizlik işlerinde kullanılması ve kullanılan suyun davacıya ait şebekeye verilerek tahliyesi sebebiyle ASKİ Tarifeler Yönetmeliğine göre abone olunmadığı davalıdan 144,18 TL atık su bedeli, 58,84 TL işlemiş faiz istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 23.İcra Müdürlüğü"nün 2011/8489 esas sayılı takibinde 144,18 TL asıl, 58,84 TL işlemiş faiz, toplamı 203,02 TL borca itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, hesaplanan asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş, anılan hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak su kullanımından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceklerini; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda, davalı hakkında abone olmadan iş yeri temizliğinde kuyu suyu kullanıldığı belirlenerek 08/12/2006 tarihli kaçak su tutanağı düzenlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının kuyu suyu kullanmak suretiyle atık su ürettiği, keşifte de belirlendiği üzere atık suyu davacının kanalizasyon sistemine deşarj ettiği, Yönetmelik gereğince atık su abonesi olmak ve atık su bedelini ödemek zorunda olduğu, ancak 3 katı cezalı tarife üzerinde hesaplama yapılmayacağı, davalının sadece normal atık su bedelinden sorumlu olacağı belirtilmiştir. Davacı tarafça rapora, davalının cezalı su bedelinden sorumlu olduğu yönünde itiraz edilmiş olup mahkemece itiraz karşılanmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalının kaçak atık su kullandığı hususu tartışmasızdır. O halde mahkemece, tutanak tarihinde ( 08/12/2006) yürürlükte olan ASKİ Tarifeler Yönetmeliği dosya arasına alınıp, kaçak atık su kullanımına ilişkin hükümler açıkça değerlendirilerek, 3 katı cezalı tarifenin uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki tereddütün giderilmesi amacıyla dosyanın konusunda uzman yeni bir bilirkişiye tevdi ile taraf ve Yargıtay denetimine açık, davacı tarafın itirazlarını karşılar rapor alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.