(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9561 E. , 2020/1875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan 20.000 m2 taşınmazın kendisine atalarından kaldığını, eklemeli zilyetlik süresinin 30 yılı aştığını belirterek Türk Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca babası olan ... varisleri adına tescilini talep ve dava etmiş, 28.01.2009 tarihli duruşmada ise, her ne kadar dava dilekçesinde babası mirasçılarına tescil talep etmişse de, taşınmazın kendi adına tescilini istediğini belirtmiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 25.05.2009 ve 20.09.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15862,12 m2 taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/11527 E. - 2015/11419 K. sayılı kararı ile; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulması nedeniyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulü ile 25/05/2009 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisi ile 20/09/2012 tarihli fen bilirkişisi ek raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen ... ili, Manyas ilçesi, ... köyü, İncirli mevkiinde bulunan 15.862,12 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Türk Medenî Kanununun 713. maddesi uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 29.06.1995 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 26/01/1987 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak karar verilmiş ise de; bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmüştür. Şöyle ki; bozma kararı doğrultusunda taşınmazın hangi vasıfla tescil harici bırakıldığı araştırılmış, dava konusu taşınmaza komşu parsellere ilişkin tapulama tutanakları ve tapu kayıtları dosya arasına alınmış ise de, senetsiz araştırması, hava fotoğrafları ve memleket haritalarının temini için yazılan müzekkere cevapları beklenmeksizin, orijinal kadastro paftası dosya arasında alınmadan ve keşif icra edilmeden, zilyetlik, imar- ihya olgusu, imar planındaki durumu araştırılmadan temyize konu karar verilmiştir.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait orijinal kadastro paftası dosya arasına getirtilmemiş, taşınmazın en eski ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ilişkin memleket haritası ve yapımlarına esas hava fotoğrafı üzerindeki konumu yakın komşu parselleri ile birlikte gösterilmemiş, taşınmazın o tarihlerde kullanılıp kullanılmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği hususunda bilirkişilerden rapor alınmamış, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklardan davacının zilyetliğine ilişkin yeterli beyan alınmamış, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, yapılmış ve kesinleşmiş bir imar planı var ise, taşınmazın bu imar planı içinde kalıp kalmadığı araştırılmamıştır.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri yakın komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftası dosya arasına getirtilmeli, en eski ve dava tarihinden 15-20 yıl (1985-1990"lı yıllara ait) öncesine ait memleket haritaları ve yapımlarına esas hava fotoğrafları ile dava konusu taşınmaza yakın komşu parsellere ait tespit tutanakları, tapu kayıtları, davalı olanlar var ise dava dosyaları getirtilmeli, orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın sınırında yazan kişi tarlaları olarak belirtilen taşınmazların davalı olup olmadıkları ya da tapu da kayıtlı iseler tapu kayıtları ve tespitlerine esas alınan belgeler dosya arasına getirtildikten sonra; yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yapılacak keşifte, getirtilen belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemiş ise dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın kimden kime kaldığı, davacının taşınmazı ne zamandan beri kullandığı, davacı taşınmazın kendisine babasından kaldığını belirttiğine göre kardeşleri ile davacı arasında taşınmazın taksim edilip edilmediği, taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları, taşınmazın değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, 1985-1990’li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazın fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca; dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, aynı Kanunun 713/3. maddesinde tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı belirtilmiş olmasına karşın, mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ilçe belediye başkanlığı ve büyükşehir belediye başkanlığı dahil edilmeden ve kanunun aradığı şartlara ilişkin araştırma yapılmadan davaya devamla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir. 4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) Aydın, ..., Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır. Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Mahkemece; 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, dava konusu taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Manyas İlçe Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/06//2020 günü oy birliğiyle karar verildi.