3. Hukuk Dairesi 2019/5398 E. , 2020/4284 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalılar ...,...,..., ... aralarındaki kiracılık sıfatının tespiti davasına dair Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28/04/2016 tarihli ve 2015/75 E. - 2016/298 K. sayılı hükme ilişkin temyiz istemlerinin reddi ile 31.01.2017 tarihli ek kararın onanması hakkında Dairece verilen 04/07/2019 tarihli ve 2017/16238 E. -2019/6257 K. sayılı ilama karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dairemizce verilen 04.07.2019 tarihli ve 2017/16238 Esas -2019/6257 Karar sayılı ilamda; Mahkeme kararının davalılar vekiline 03.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekili tarafından ise temyiz dilekçesinin 16.11.2016 tarihinde sunulduğu anlaşılmakla, temyiz talebinin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığının mahkemece saptandığı, bu nedenle temyiz isteminin reddi ile yasaya uygun bulunan red kararının onanmasına ; Davacı vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine ; Davalılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin ise davacı vekilinin temyiz talebinden feragati nedeniyle, davalılar vekilinin katılma yolu ile temyizi geçersiz hale geldiğinden bahisle temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de , Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı HMK" nun 297. maddesinin (ç) bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesinin bir zorunluluk olup yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olmasının, bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacağı ; Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gerekli olduğu nazara alındığında Mahkemece verilen , 31.01.2017 tarihli ve 2015/75 E.-2016/298 K. sayılı, süresinde yapılmayan temyiz başvuru talebinin reddine dair ek kararın kaldırılarak işin esasına girilmesi gerekirken bundan zuhül edilerek ilgili ek kararın onanmasına hükmedildiği anlaşıldığından , davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.07.2019 tarihli ve 2017/16238 Esas -2019/6257 Karar sayılı ilamının ve Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 31.01.2017 tarihli , 2015/75 E. -2016/298 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına, tarafların hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilerek dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı açtığı işbu davada; davalıların mirasbırakanı müteveffa ...l ile aralarında akdedilen 01.04.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin davalılara karşı geçerliliğinin tespiti ile kira akdinin tapuya şerh edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyizi yönünden; Hükmü temyiz eden davacı vekilinin 19.12.2016 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği, dosyada mevcut vekaletnamesi incelendiğinde temyizden feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz istemine gelince; Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir.
Somut olayda; Mahkemece, hükmün gerekçesinde davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iddialarını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği halde hükmün sonuç kısmında davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Kararın bu şekilde yazımıyla hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmış olup bu husus bozma nedeni oluşturmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla yeni bir karar vermekten ibarettir.
3-Bozma nedenine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.07.2019 günlü ve 2017/16238 Esas -2019/6257 sayılı ilamının kaldırılarak; Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyenlere iadesine, 17/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.