3. Hukuk Dairesi 2020/2703 E. , 2020/4315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; şirketin merkez binasında yufka imalatı için davalı şirket ile doğalgaz ön ödemeli abonelik sözleşmesi yaptıklarını, söz konusu tüketimin ön ödemeli olması ve günlük tüketimin tespiti amacı ile elektronik sayaçtan önce mekanik sayaçtan geçtiğini, 19/06/2013 tarihinde şirketin deposuna ürün sevkiyatının yapılması sırasında geri manevra yapan aracın kazaen mekanik sayaca çarparak bozulmasına neden olduğunu, bu durumu davalı şirkete bildirdiklerini, arızalı olan sayacın davalı tarafından sökülerek 21/06/2013 tarihinde yerine yeni bir sayaç takıldığını, bu mekanik sayacın davalı şirketin denetiminden geçtiğini, olay tarihinden 1 yıl sonra davalının kendilerine 24.610,09 TL borç çıkarttığını, elektronik sayaç verilerine bakılmaksızın ortalama tüketim hesabı yapıldığını, mekanik sayacın bozulması ile değiştirilmesi arasında 2 günlük süre olduğunu, 2 günlük süre içinde bu kadar doğalgaz tüketilmesinin mümkün olmadığını ayrıca sayacın ön ödemeli sayaç olması sebebi ile kayıtsız kullanımın söz konusu olmasının mümkün olmadığını, 24/05/2013-02/07/2013 tarihleri arasında 5.375TL lik doğalgaz alımının gerçekleştirildiğini, bahsi geçen dönemde günlük en az tüketimin 82 m3 en fazla tüketimin 128 m3 olduğunu, beyan ederek davalı şirkete 24.610,09 TL borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı şirket ile 14/02/2005 tarihinde doğalgaz abonelik sözleşmesi kurularak abonelik tesis edildiğini, davacın iddiasının aksine sayaçta görüntü olmadığına ilişkin arızanın ilk defa davacının ihbarı neticesinde 12/04/2013 tarihinde şirketlerine bildirildiğini, bunun üzerine 39546 numaralı mekanik sayacın numaratör kapağının kırık olduğunun tespit edildiğini, davacının bozuk sayaç ile doğalgaz kullanımına devam ettiğini, 19/06/2013 tarihinde tekrar kontrole gidildiğinde mekanik sayacın hasarlı olduğunu tespit ettiklerini,
aboneye yeni sayaç alınması hususunda bildirimde bulunduklarını, 21/06/2013 tarihinde yeni sayacın takıldığını ancak elektronik sayaç ile bağlantının 02/07/2013 tarihinde yapıldığını, ayrıca davacı tarafından alınıp yüklenmeyen ve sayaçta bulunup kullanılmayan 2.788,200m3 (5.375 TL) doğalgazın da yeni takılan sayaca yüklenerek aboneye iade edildiğini, bu nedenle aboneye tükettiği ancak kayıt altına alınamayan doğalgaz tüketim miktarı üzerinden vasati olarak tespit edilerek borç tahakkuk ettirdiklerini, yapılan bu işlemin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemiz 15.03.2018 T. 2016/13511 E. 2018/2515 K. sayılı ilamı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukukçu ve kaçakçılık uzmanı tarafından düzenlenmiş olduğu ve alanında uzman olmadığı, bu sebeple bu rapor doğrultusunda karar verilmesinin mümkün olmadığı ayrıca mahkemece hükme de esas alınan bilirkişi raporunda, doğalgaz saatinin arızalanması halinde ve arızalı şekilde kullanılmaya devam edilmesi halinde kullanımın vasati kullanıma göre tespit edileceğini ve hesaplanacağı belirtilerek, davacıya tahakkuk ettirilen 24.610,09 -TL bedelin yönetmelik hükümlerine tamamen uygun olduğunun tespit edildiği davacı vekili tarafından ise bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz ettiği, bu durumda mahkemece davacı vekilinin itirazlarının ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde değerlendirilmesi yönünden dava konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, davacının davalıya 24.610,09-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, arızalı sayaç kullanılması nedeni ile tahakkuk ettirilen doğalgaz kullanım bedelinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda mahkemece; dosya safahatının ayrıntılı şekilde özetlendiği ve ilgili mevzuata yer verildikten sonra, hesaplamaya esas alınan sürelerin başlangıç ve bitiş tarihleri, hesaplamada kullanılan fiyat tarifelerine ilişkin bilgisi bulunmayan, borç miktarının hangi yöntemle, ne şekilde hesaplandığı açıklanmayan, sadece davacı tarafından sunulan belgelere göre yaptığımız hesaplamalar doğrultusunda davacının borçlu olmadığı şeklinde soyut kanaat bildiren dolayısıyla mevzuata uygun teknik bir inceleme ve hesaplama içermeyen, keza davalı tarafça da itiraz edilen eksik, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece; konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, dava konusu doğalgaz tüketim miktarının mevzuat hükümlerine göre açık ve anlaşılır şekilde hesaplamalarla duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.