10. Hukuk Dairesi 2014/10803 E. , 2014/12766 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Bodrum 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :13.03.2014
No :2013/489-2014/178
Davacı, davalı eşinin işyerinde 15.10.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 15.10.1986 tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi taralından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, "sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez." Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan kimse anılan Kanun kapsamında sigortalı sayılır. Bir başka anlatımla, sigortalı ile işveren arasındaki iş ilişkisinin hizmet akdine dayanması gerekir.
506 sayılı Kanunu’nun 3. maddesinde (01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve 506 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Kanunu’nun 6. maddesinde de sigortalı sayılmayanlar tahdidi olarak sayılmış olup, bunların arasında 506 sayılı Kanunun 3-l-B maddesinde "işverenin ücretsiz çalışan eşi"nin sigortalı sayılamayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda: davacı, davalı eşinin postane acentalığı olan işyerinde 15.10.1986 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihinin 15.10.1986 tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının aynı işyerinde 1986 yılında 15 günlük prim tahakkuku yapıldığı, yine 15.10.1986 giriş tarihli işe giriş bildirgesi olduğu, davacı tanıklarının davacının doğumdan sonra çalışmadığına ilişkin beyanlarına karşı davacının isticvap edilmesi suretiyle alınan beyanındaki doğumdan sonra kısa süreli çalıştığına ilişkin beyanı esas alınarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Dava dosyasından, davacının ikinci çocuğunun 04.03.1986 tarihinde doğduğu ve davacının isticvabında doğumdan 3 ay kadar sonra kısa süreli çalıştığına ilişkin beyanın, davacı tanıklarının, davacının doğumdan sonra çalışmadığına ilişkin beyanlarındaki çelişkiyi giderecek nitelikte bulunmadığı gözetilmeden, davacının hizmet döküm cetvelinde 11.12.1986 tarihinde giriş olan ve 15 günlük bildirim yapılan kişinin O.. K.. isimli dava dışı kişi ve yine bildirim yapılan işyerinin 40641.4801 işyeri numaralı dava dışı işyeri olduğu dikkate alınmadan, davacı adına düzenlenen16.10.1986 kurum varide tarihli işe giriş bildirgesinde davalı işyerinin ünvanı postane acentalığı olmasına rağmen işyerine ilişkin kurumdan gelen belgelerde işyerinin ünvanı kısmında davalı işverenin adı soyadı ve kahvehane işletmesi olarak belirtildiği, bu kapsamda anılan işyerinin niteliği konusundaki çelişkinin giderilmeden, davacı tanığı H.. M.."in davalı işyerini kime, hangi tarihte devrettiğine ilişkin resmi ve yazılı bilgi ve belge olup olmadığı yöntemince araştırılmadan, davalının çalışmalarının ücretli olup olmadığı tespit edilmeden, mahkemece, yetersiz inceleme ve eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; kamu düzenine ilişkin eldeki davada re"sen araştırma ilkesi uygulandığı gözetilerek, davacı tanığı H.. M.."ten davalı işverene işyerinin devri iddiasının ilgili vergi dairesi ve PTT Genel Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlardan araştırılmalı, talep dönemi davalı işyeri ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler emniyet araştırması ve kurumdan sorulmak sureliyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı isticvabındaki beyanı ile davacı tanıkları beyanları arasındaki davacının doğumdan önce çalışıp çalışmadığına ilişkin çelişki giderilmeli, davacının, davalı işyerinde çalışmasının belirlenmesi halinde, ücretli çalışma olup olmadığı tespit edilmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.