4. Hukuk Dairesi 2016/11008 E. , 2018/6716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 19/07/2012 ve 06/02/2015 gününde verilen dilekçeler ile taksirle orman yangını nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının, birleşen davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen dava, taksirle orman yangını nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... ve ... yönünden istemin kısmen kabulüne; diğer davalı yönünden talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekili; davalılardan ...’in işleteni, davalılardan ...’ın sürücüsü olduğu araç ile diğer davalıya ait taşınmazda balya yapılırken; makinenin, anızları tutuşturması nedeniyle görev sınırları içerisinde kalan orman alanında yangın çıktığını, davalılardan ... ve ... hakkında taksirle orman yangınına sebep olmak suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalıların kusurları ile yangına neden olduklarını belirterek, orman tazminat raporu ile belirlenen yangın söndürme masrafları ve ağaçlandırma tazminatına ilişkin maddi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar, meydana gelen olayda bir kusurları olmadığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, 05/01/2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, yangının meydana gelmesinde davalılardan ... ve ...’in ayrı ayrı %20 oranında kusurları bulunduğu gerekçesi ile davacı kurumun zararının adı geçen davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmiş; diğer davalılardan ...’ın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50 ve 51. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 61. madde) maddeleri gereğince birlikte bir zarara yol açanlar, zarara uğrayana karşı dayanışmalı (müteselsil) olarak sorumlu olup zarar gören, eyleme katılanların tümünün dayanışmalı olarak sorumlu tutulmasını isteyebilir. Davalıların kusur oranları kendi aralarındaki rücu davasında gözetilecek olgulardandır.
Dosya kapsamından; tarafların kusuruna ilişkin hükme esas alınan 05/01/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı kurumun “yangın emniyet şeridi” tesis etmediği gerekçesi ile davaya konu olayda %60 oranında kusurlu olduğu ve davalılardan ... ve ...’ın ise ayrı ayrı % 20 şer oranda kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Somut olayda, davalılardan ...’in işleteni, davalılardan ...’ın ise sürücüsü olduğu araç ile balya yapılırken, anızların tutuşmasına bağlı olarak orman alanında yangın çıktığı, eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu ve dava dilekçesinde zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olduğuna göre, yukarıda açıklanan kanuni düzenleme dikkate alınarak, adı geçen davalılar kusurlarına isabet eden % 40 oranında davacıya karşı müşterek ve müteselsil olarak sorumludurlar. Şu durumda, belirtilen kusur oranında tespit edilecek maddi zararın anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle adı geçen davalıların kusur oranlarına göre ayrı ayrı sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle asıl davaya yönelik davacı yararına BOZULMASINA, davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine, tarafların asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.